ISSN: 1011-727X
e-ISSN: 2667-5420

A. Vehbi Ecer

Anahtar Kelimeler: Lâikleşme, İnkılap, Atatürkçülük, Çağdaşlık

Özet

Atatürkçü düşüncede lâiklik başka milletlerdeki uygulamalardan farklıdır. Çünki halkı müslüman olan ve lâikliği uygulayan tek ülke Türkiye'dir. Batı'da lâikliği uygulayan ülkelerin dinleri, millî kültürleri, değer yargıları, örf ve âdetleri... Türkiye'dekinden farklıdır. Ayrıca Türk Tarihi'nde, Türkler müslüman olmadan önce ve sonra yönetimde lâik uygulama denemelerine de sahiptir. Türk sultanları, politik ve sosyal düzen ile ilgili kuralları, din gereği olmaktan ziyade, ihtiyaç ve kendi otoriteleri gereği koymuşlardır. Ancak tam lâikliğe dönüş Osmanlı Devleti'nin yıkılmasından sonra, İstiklâl Savaşı'nın sonucunda uygulanmaya konuldu. Atatürkçü lâikliğin temel özellikleri; a) Din ve vicdan hürriyeti, b) Resmî bir devlet dininin bulunmaması, c) Devletin din ve mezhep ayrımı gözetmemesi, ç) Devlet kurumlarıyla din kuramlarının ayrılmış olması, d) Devlet yönetiminin din kurallarına bağlı olmamasıdır. Bunlar arasında Diyanet İşleri Başkanlığının Devlet çatısı içinde Anayasal bir kurum olarak yer alması Türkiye'nin Özel durumu sebebiyledir. Devlet, gene özel durum sebebiyle, din işlerinin yürütülmesini ve meslekî din eğitiminin yapılmasını bir kamu hizmeti saymış, masraflarının genel bütçeden karşılanmasını uygun görmüştür. Böylece dinin devlet hayatına müdahale ede¬bilme imkanlarına son verilmek istenmiştir. Zira Türk Milleti, dini siyasete karıştıran devlet sisteminin acılarını çok çekmiştir. İslâm dininde ruhban sınıfı, din adamı sınıfı mevcut olmadığı için din işlerinin cemaatlere bırakılması uygun olamazdı. Lâiklik ülkemizde, akılcı ve İlmî düşüncenin yerleşmesi, hurafelerin ve cehaletin ortadan kalkması, dine saygının artması, din istismarının önlenmesi, toplumsal bütünleşmenin güçlenmesi, inanç, mezhep ve tarikat ayrılıkları sebebiyle parçalanmanın önüne geçilmesi, insana, düşünceye saygının ve sevginin gelişip kökleşmesi... bakımlarından önem taşır