Atatürk Dönemi Türk Dış Politikasında Çok Yönlü Bir İnce Diplomasi Uygulaması: Siyasal, Hukuksal ve Askerî Boyutlarıyla Hatay’ın Türkiye’ye Katılma Süreci (1921-1939)
Bülent Şener
Anahtar Kelimeler: İskenderun Sancağı, Hatay Sorunu, Caydırıcı Diplomasi, Mustafa Kemal Atatürk, Ankara İtilafnamesi (1921)
Özet
Misak-ı Millî sınırları içerisinde yer alan İskenderun Sancağı (Hatay), gerek Millî Mücadele döneminde gerekse Lozan Barış Antlaşması sırasında ve sonrasında Türk dış politikasının hassasiyet noktalarından birini oluşturmuştur. İçerisinden geçilen dönemin şartlarının zorlaması sonucunda Ankara İtilafnamesi (1921) ve Lozan Barış Antlaşması'yla (1923) Misak-ı Millî sınırları dışında kalan Hatay, 1930'lu yılların ikinci yarısıyla birlikte Türkiye'nin dış politikasında birincil önceliğe haiz bir mesele haline gelmiştir. Bu çerçevede, Hatay'ın Türkiye'ye dahil edilmesi sürecinde uluslararası ortamda uygulamaya konan dış politikanın temelinde yer alan caydırıcı diplomasi stratejisi, büyük ölçüde Mustafa Kemal Atatürk'ün kişisel hassasiyeti ve uluslararası konjonktürü iyi tahlil edip; konuyla ilgili olarak ortaya koyduğu gerçekçi, pragmatist ve meşruiyete dikkat eden tutum ve davranışlar çerçevesinde şekillenerek, uluslararası hukuk ve diplomasi yoluyla Türk dış politikası tarihinde önemli bir başarıya imza atılmıştır. Bu çalışmada; Hatay'ın, Türkiye'ye katılması sürecinde ortaya konan dış politika ve bu süreçte izlenen caydırıcı diplomasi stratejisi askerî, siyasi ve hukuksal boyutlarıyla ele alınıp değerlendirilecektir.