GİRİŞ
Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni millî bir ekonomi temeli üzerinde kalkındırarak ileri seviyeye ulaştırmak, devlet ileri gelenlerinin en önemli hedefleri arasında yer aldı. Bu bağlamda Mustafa Kemal Atatürk, ülkenin istiklali ve istikbali için iktisadi kalkınmanın önemine her fırsatta değinmekteydi[1] . Kendisinin İzmir’de 4 Şubat-17 Mart 1923’te toplanan Türkiye İktisat Kongresi’nde; “Bu memleketin efradı ellerinde numuneleriyle, ziraat, ticaret, sanat, say ve sapanın mümessili olsun. Artık bu memleket fakir, millet hakir değil, belki memleketimiz zenginler memleketidir. Bu yeni Türkiye’nin adına da çalışanlar diyarı denir” açıklamasına bağlı olarak alınan kararlar gereği millî ekonomiyi kurmak ve geliştirmek için yeni düzenlemeler yapılacaktı[2] .
Devlet, özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren millî ekonomiyi inşa etmek, bunun için gereken sermayeyi sağlamak ve millî sanayi için gereken ham maddeyi temin etmek üzere ekonomide kurucu, koruyucu ve teşvik edici bir politika izledi[3] . Ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmanın esaslarından biri olan ekonomik gelişmişlik düzeyini yakalamak için 1923-1933 döneminde ulusal ve uluslararası düzeyde bir takım adımlar atıldı. Bunlar arasında; iktisadi ilerlemenin önündeki en büyük engellerden biri olan kapitülasyonların 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması ile kaldırılması, gümrük tarifesinin millî sanayiyi koruyucu yönde yeniden düzenlenmesi, endüstrileşmeyi teşvik edici kanunların çıkarılması ve yatırımlar için kredi sağlayacak bir bankanın kurulması yer almaktaydı[4] .
Cumhuriyet’in ilk yıllarında ekonomik ilerleme ve sanayileşme payı içinde özel teşebbüs ve sermayeye öncelik verildi[5] . Bu kapsamda 1927’de çıkarılan Teşvik-i Sanayi Kanunu ile özel teşebbüs yatırımlarını teşvik edici haklar tanındı. Ancak kalkınma faaliyetlerinde yalnızca özel teşebbüs ve sermayenin kullanılması istenilen sonuçlara ulaşılması bakımından yetersiz kaldı. Bunda 1929 dünya ekonomik krizinin iktisadi bünyeyi olumsuz yönde etkilemesi de etkili oldu[6] . Kriz nedeniyle gümrük sisteminde daha kapalı ve denetimli bir yapıya geçildi. Dış ticaret açığı iki katına çıktı. Türk lirası büyük değer kaybına uğradı ve tarımsal ürün fiyatları hızla düştü. Hükûmet, dış ticareti kısıtlayıcı, döviz işlem ve sermaye hareketlerini denetleyici tedbirler aldı[7] .
Başvekil İsmet İnönü, Türkiye’de yaşanan ekonomik darboğaz üzerine ülke içinde üretimi ve tüketimi arttıracak faaliyetlerin arttırılması gerektiğini ve bu bakımdan sanayileşmeye her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğunu belirtti[8] . Ancak mamul madde sıkıntısının yaşandığı bu süreçte, iç talebin ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulması planlanan sanayi tesisleri için özel teşebbüslere verilen teşvik ve ayrıcalıklardan istenilen sonuç alınamadı. Tüm bu koşullar altında ekonomide devletçilik ilkesi doğrultusunda büyük yatırımların bizzat devlet tarafından yapılması ve ilerleyen yıllarda özel sektöre devredilmesi ön görüldü [9] .
Türkiye’de 1932-1933 dönemiyle birlikte iktisadi ve buna bağlı olarak da sanayileşme faaliyetlerine ağırlık verilmeye başlandı[10]. Bu kapsamda planlı ve disiplinli bir program dâhilinde iç tüketimi karşılayacak bir fabrikalaşma yöntemine geçildi[11]. Büyük ölçekli ana sanayi tesislerinin inşa edilmesi amacıyla 1925’te kurulan Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası yeterli olanaklara sahip değildi. Bankanın işletmeciliği ile bankacılığı 1932’de yapılan bir düzenlemeyle ayrıldı. Devlet Sanayi Ofisi ile Türkiye Sanayi ve Kredi Bankası kuruldu. Ancak millî ihtiyaç, emniyet ve menfaatlerin zorunlu kıldığı büyük sanayi tesislerini kuracak yeterli birikime ve sermayeye sahip olamadıklarından etkili bir sonuç elde edilemedi. Bu maksatla 1933’te Sümerbank teşkil edildi[12] .
Devlet tarafından Sümerbank’a genel olarak, Türkiye’yi ilkel tarım yöntemlerinin uygulandığı zirai bir ülke konumundan modern tarım ile sanayiyi uyumlu bir şekilde işleterek güçlü bir ekonomik yapıyı oluşturmak, kalkınmayı hızlandırmak ve büyük önem arz eden sanayi projelerini hayata geçirmek gibi görevler verildi[13]. Bu kapsamda 1931’de hazırlanan Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı 1933’te uygulamaya konuldu[14]. Planın bir gereği olarak 1928-1938 döneminde imtiyazlı yabancı şirketlerin elindeki; su, elektrik, telefon, hava gazı, tramvay, liman, demiryolu ve maden işletmelerinin bir kısmı millileştirildi. Böylece büyük ve orta ölçekli sanayi tesislerinin; alt ve üst yapı, ulaşım ve iletişim gereksinimlerinin karşılanması ile ham ve mamul madde sevkiyatında yaşanabilecek sorunların önüne geçilmek istendi.
Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’na fiilen dâhil olmakla birlikte 1940-1945 sürecinde savaş ekonomisi ve yarı seferberlik şartlarıyla karşı karşıya kaldı. Bütçenin büyük bir kısmı savunmaya ayrılırken üretici etkin nüfus silahaltındaydı. İthalat 1938’de 120.000.000 dolardan 1940-1941 döneminde 50-55.000.000 dolara kadar geriledi. Bu durum ara, yatırım ve tüketim mal girişi ile gümrük vergilerinde daralmaya neden oldu[15]. 1942-1943 tarihli hükûmet programında; gıda, elbise, ayakkabı ve silah gibi genel ihtiyaç malzemelerini bizzat yurt içinde üretecek çalışmalarda bulunulacağı belirtilmekteydi[16]. Başbakan Şükrü Saraçoğlu’nun 1944’te hazırlıklarını başlattığı kalkınma planında ise sanayi ve maden yatırımlarına yer verilmekteydi[17]. Bu süreçte hayata geçen ve gerçekleşmesi planlanan yatırımların, koşullar dikkate alındığında genel olarak savunma, enerji, ulaşım, gıda ve giyim üzerine gerçekleştiğini görmekteyiz.
Türkiye’de çok partili sürecin başladığı 1950’den itibaren izlenen ekonomi politikasında da değişimler yaşandı. Devletçilikten karma ekonomik sisteme geçildi. İktisadi gelişme alanı ve gerçekleştirilecek sanayi yatırımları ağırlıklı olarak zirai alana kaydırıldı. Sümerbank, tesisleşmesini dokuma endüstrisinde yoğunlaştırdı[18]. 1950-1953 döneminde Banka’ya ait tesislerin genişletilmesi ve ıslahı amacıyla pamuk sanayisine 40.307.000 lira ve yünlü dokuma sanayisine 23.119.000 lira kaynak tahsis edildi[19] .
1961 Anayasası ile Türkiye’nin planlı kalkınmasına karar verildi. 1963’ten itibaren “beş yıllık kalkınma planları” uygulamaya konuldu[20] . Kalkınma planları ile sanayi ürünlerinin ithali yerine yerli üretimine geçilmesi amaçlandı[21]. Sümerbank’ın da dâhil olduğu Kamu İktisadi Teşekküllerine azami verimlilik ve randıman kazandırılması amaçlandı[22] .
Ülkede 1970’lere kadar sürdürülen ve millî sanayinin kurulmasını ve ilerlemesini sağlayan korumacı ve içe dönük iktisat politikası, değişen ve gelişen şartlar itibariyle özellikle 1980’lerin başından itibaren yerini dışa dönük ve liberal bir ekonomik sisteme bıraktı[23]. Bu açıdan 1980 yılı sanayileşmede bir dönüm noktası oldu. Hızlı fiyat artışı, üretim darboğazı ve dış ödeme güçlüğü; kamu sektörünün daralması, piyasa mekanizmasının serbestleşmesi ve kamu işletmelerinin zamanla özel sektöre devredilmesi sürecini başlattı[24]. 24 Ocak 1980 Kararları’yla[25] ise Kamu İktisadi Teşekküllerinin özelleştirilmesi amaçlandı[26] .
KİT’lerin Özelleştirilmesi Hakkındaki Kanun çerçevesinde Bakanlar Kurulunun 11 Eylül 1987 tarih ve 87/12184 sayılı kararı gereği Sümerbank’ın özelleştirilmesine karar verildi. Bununla birlikte Sümerbank’ın Kamu İktisadi Teşekkülü vasfı da sona erdi[27]. Banka, 8 Aralık 1987’de “Sümerbank Holding A.Ş.” adıyla yeniden yapılandırıldı[28] .
I. Sümerbank’ın Kuruluş Süreci (1933)
Dünya ekonomisinde 1929 yılı bir kırılma noktası oluşturdu. Yaşanan büyük çaplı ekonomik kriz, birçok ülkeyi iktisadi yönden derinden etkiledi. Türkiye kendi ekonomik şartlarını göz önünde bulundurarak bir takım önemli kararlar aldı. Dönemin İktisat Vekili Celâl Bayar’ın, Başvekil İsmet İnönü’ye verdiği raporda ekonomik kalkınmayı hızlandırmak için büyük çaplı yatırımların bizzat devlet imkânları ile gerçekleştirilmesi gerektiği belirtilmekteydi[29] .
Devlet eliyle kurulması planlanan büyük sanayi tesislerinin hayata geçirilmesi için bir kamu kurumu olarak açılacak Sümerbank’ın 29 Nisan 1933’te beyan edilen kuruluş gerekçesinde genel olarak şu ifadelere yer verilmekteydi:
“Sanayileşme hareketimizin millî ihtiyaç ve menfaatlerimizin gerektirdiği oranda gerçekleştirilmediği ilk teşebbüs devresinin tecrübeleri ile anlaşılmıştır. Bütün millî kaynak ve iktisadî unsurlardan yararlanarak sanayileşmenin daha verimli ve ahenkli olarak başarılabilmesi için kuvvetli bir kuruluşa ihtiyaç vardır. Devlet sanayi programında ilk önce kurulması istenilen sanayi şubeleri için millî ve özel teşebbüslerle birlikte çalışacak bir Devlet Teşekkülü gerçekleştirilmelidir[30].”
Buradan da anlaşılacağı üzere Türkiye’nin yeni sanayileşme hareketi, bir kamu kurumunun desteği ve güvencesi ile millî ihtiyaçlar çerçevesinde ve gerektiği ölçüde gerçekleştirilecekti.
Sümerbank, TBMM’de 3 Haziran 1933’te kabul edilen 2262 Sayılı Kanun ile 20.000.000 lira sermaye ve Ankara merkezli olarak[31] 11 Temmuz 1933’te kuruldu[32]. Adı, Mustafa Kemal Atatürk tarafından konuldu. Afet İnan, Sümerbank isminin verilmesini bir beyanatında şu cümlelerle aktarmaktaydı:
“Mezopotamya’nın güneyinde Ön Asya yurdu çağ medeniyetinin en eski yurdu olan bu bölgede yaşamış bir kavim ile dil ve ırk birliğimiz arkeolojik keşiflerle bilinmeye başlamıştı. Şu Sümer medeniyeti ile bilhassa dil birliğimiz bakımından ilgilenmemiz pek tabii idi. Atatürk bu yeni arkeolojik keşiflerin tarihini bizzat okumuş ve üzerinde hassasiyetle durmuştur. 1935’teki Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi programında bu konu, ilmî araştırmalarını ve öğretimini yapacak bir kürsüde toplanmıştır. Bu bir tarih meselesi idi. Fakat Atatürk, kitlelerin bellemesini ve kullanmasını istediği bu tarihi adı, yurdumuzun her köşesinde ekonomik bakımdan hizmeti olan ‘Sümer Bank’ müessesine vermeyi uygun bulmuştu[33].”
Afet İnan’ın açıklamalarından hareketle 1930’larda Türk tarihi üzerine gerçekleştirilen çalışmalarda Türklerin iktisadi alandaki katkı ve etkilerinin araştırılmalarına da yer verilmiştir. Bu bağlamda Sümerlerin ve Etilerin madencilik sahasındaki faaliyetleri, Sümerbank ve Etibank isimlerinin doğmasında önemli bir etken olmuştur.
Sümerbank’ın kurulmasının ardından Banka’ya ait bir merkez binasının inşası için çalışmalara başlandı ve Ankara’nın Ulus semtinde Cemal Bey’e ait Taşhan’ın yerine inşa edilmesine karar verildi[34]. Bina planları Alman Mimar Prof. Dr. Martin Elsaesser tarafından 1937-1938 döneminde hazırlandı. Mr. Elsaesser, tasarımda Türk mimari tarzını dikkate aldı. En son teknoloji ile donatılan Sümerbank merkez binasının giriş kısmında yer alan Mustafa Kemal Atatürk’ün mermer heykeli, Viyanalı Heykeltıraş Heinrich Krippel’in eseriydi. Binanın bodrum katında; evrak dairesi, memur gardıropları ile hava saldırısına karşı sığınaklar bulunmaktaydı. Zemin katında bankacılık işlemlerinin yapıldığı gişe dairesi vardı. Buradan çift merdiven ile üst kattaki İdare Meclisine ve Umumî Müdürlük Dairesine ulaşılmaktaydı. Zemin katın diğer tarafında ise her çeşit kumaşın, ipekli, yünlü ve pamuklu dokumanın, elbiselerin, moda eşyalarının, halıların ve diğer ürünlerin satışa sunulduğu mağazalar yer almakta olup Ankara iklimine uygun kapalı bir çarşı niteliği kazandırılmıştı. En üst kata gelindiğinde; mutfak, gazino ve büyük bir taraçaya ulaşılmaktaydı. Katlara asansör ile de çıkılabilmekteydi[35].
İktisat Vekâletinin 10 Haziran 1933 tarih ve 6142//105 sayılı tezkeresinin İcra Vekilleri Heyeti tarafından 11 Haziran 1933’te kabulüyle Sümerbank’ın ilk Umum Müdürlüğüne 600 lira maaş ile Âli İktisat Meclisi Umumî Kâtibi Nurullah Esat, Müdür Muavinliğine 550 lira maaşla İş Bankası Merkez Müdürü Osman Nuri beyler tayin edildi. Azalıklara İsmail Safa ve Asım beyler görevlendirildi[36]. İcra Vekilleri Heyeti tarafından Sümerbank Teknik Kısım Müdür Muavinliğine Ölçüler ve Ayar Müdürü İlhami Nafiz Bey atandı[37] .
Sümerbank Umum Müdürü Nurullah Esat (Sümer) Bey, sanayileşme ve buna bağlı olarak kalkınmanın yeri ve önemini belirtirken Türk endüstrileşmesinin hedeflerinin önceden tayin edilen millî bir şuur hareketi olduğunu ve Türk inkılabının bunu bir dava olarak benimsediğini dile getirmişti[38]. Bu bağlamda kendisi Sümerbank’ın kurulmasındaki temel gayeyi şu ifadelerle açıklamaktaydı:
“Sümerbank, kuruluşu ile yeni bir zihniyet getirmek misyonunda idi. Bu zihniyet Sümerbank’ın temsil ettiği inkılâpçı anlayışı, inanç ile vasıflandırılabilir. Benim sözüm olan ‘inanıyoruz ve yapıyoruz’ ile ben o inancı belirttim. Sümerbank’ın vazifesi ve gayesi sadece memleket kaynaklarını işleyecek çeşitli sanayiyi kurmak ve işletmek değildir. Kaybedilen mesafeleri en kısa yoldan kazanmanın bir tedbiri olarak iktisatta devletçiliğin kabulü idi. Yani bir milletin bütün ihtiyaçlarını göz önünde tutarak memleket iktisadiyatını devletin eline almaktı. Bu şiarın dayandığı temel, yurdun geleceğini emniyet ve teminat altına almak endişesi idi[39].”
Nurullah Esat Bey bu sözleriyle Sümerbank’ın yalnızca sanayileşme faaliyetleri kapsamında kurulmadığına aynı zamanda devletin ekonomide yer alarak kurucu gücünün iktisadi politikaya yansımasının bir sonucu olduğuna vurgu yapmıştır.
Banka, genel olarak sermayesi nispetinde veya hükûmetten alacağı tahsisat ile ülke ekonomisine katkı sağlayacak sanayi tesislerinin kurulması ve genişletilmesi çalışmalarına iştirak edecekti[40]. Aynı zamanda Devlet Sanayi Ofisinden devralınacak fabrikaları yenileyecek ve işletecekti. Kamu desteği ile kurulacak sanayi tesislerinin etüt ve projelerini hazırlayacak, inşa ve idare edecekti. Usta ve işçi yetiştirmek amacıyla eğitim merkezleri açacaktı. Mühendis ve mütehassıs ihtiyacını karşılamak üzere yurt içindeki yüksekokullarda öğrenci okutacaktı. Aynı zamanda yurt dışına öğrenci ve stajyer gönderecekti. Bankacılık hizmetleri kapsamında sanayi tesislerine kredi imkânı sağlayacak ve özel işletmelerdeki devlet hisselerini idare edecekti[41]. Sümerbank kamu fabrikalarına finansal destekte bulunmakla birlikte likit sermayesinin en az yarısını özel sanayinin kredi ihtiyacının karşılanması için de kullanacaktı[42] .
Sümerbank’a 11 Temmuz 1933’te Devlet Sanayi Ofisinden devredilen kamu fabrikaları arasında; Feshane (Defterdar), Bakırköy ve Hereke Dokuma ile Beykoz Deri ve Kundura fabrikaları yer almaktaydı[43]. Dört büyük sanayi tesisinin 1933’te Sümerbank’a devredilmesinin ardından kısa bir sürede yıllık üretim miktarında ciddi artışlar meydana geldi. Tablo 1’de görüldüğü gibi Feshane Yünlü Dokuma Fabrikası’nda %30.2, Bakırköy Pamuklu Dokuma Fabrikası’nda %12.4, Hereke İpekli ve Yünlü Dokuma Fabrikası’nda %40.2, Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası’nda %12.2 oranında bir yükseliş yaşandı.
Kamu fabrikalarının dışında Sümerbank’a intikal eden devlet iştirakleri ise Aksaray Azmi Millî T.A.Ş., Feshane Mensucat T.A.Ş., Isparta İplik T.A.Ş., Kayseri Bünyan İplik T.A.Ş., Kütahya Çini İşleri T.A.Ş., Malatya Teşebbüsatı Sınaiye T.A.Ş., Maraş Çeltik Fabrikası T.A.Ş., Trabzon Elektrik T.A.Ş., Uşak Terakki Ziraat T.A.Ş., Yalvaç Sanayi ve Ticaret T.A.Ş. idi[44] .
Sümerbank, devralınan fabrika ve iştiraklerin yanı sıra büyük sanayi işletmelerini projelendirecek, inşa edecek, işletecek ve bankacılık faaliyetlerinde bulunacaktı. Bankanın genel sermaye kaynaklarını ise Devlet Sanayi Ofisi ile Sanayi ve Kredi Bankası’ndan devraldığı tüm hak, menfaat ve ihtiyat akçeleri, Ofis’ten intikal eden fabrikaların sabit ve dolaşımdaki sermayeleri, birikmiş amortismanları ve iştirak hisseleri oluşturmaktaydı[45] . Aynı zamanda kuruluş sermayesi 20.000.000 lira olan Sümerbank’ın bütçesine 5 Temmuz 1934’te kabul edilen 2580 Sayılı Kanun ile 42.000.000 lira ilave edildi[46] .
II. Planlı Kalkınma Dönemi ve Sümerbank (1934-1938)
İktisat Vekili Celal Bayar, sanayi programının millî bir zaruret hâlini aldığına vurgu yaparak sanayileşmeyen ülkelerin hiçbir zaman refaha kavuşamayacağını belirtti[47]. Bu maksatla sanayileşmenin bir program ve plan dâhilinde yürütülmesi amacıyla 1933’te Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’nın hazırlıklarına başlandı. İcra Vekilleri Heyeti tarafından 11-17 Nisan 1934’te alınan kararlar ile plan uygulamaya konuldu[48]. Planın yürütücülüğü 17 Nisan 1934’te Sümerbank’a verildi[49] ve yaklaşık 44.000.000 lira sermaye tahsis edildi[50]. Planın esas kolunu teşkil eden dokuma fabrikalarına teknik eleman ve işçi yetiştirmek için Sümerbank tarafından 1935’te bir dokumacılık mektebinin açılması ön görüldü. Buraya başta Rusya’dan olmak üzere dokumacılıkta ileri seviyedeki ülkelerden hocalar getirildi[51]. Aynı zamanda plan ile Sümerbank’ın yürütücülüğünde kurulması amaçlanan demir ve çelik sanayisinin inşası için yurt dışı ile yapılacak görüşmeleri ve hazırlanacak projeleri araştırmak üzere yabancı uzmanların da yer alacağı bir “Ağır Endüstri Şubesi” 1935’te faaliyete geçti[52] .
Sümerbank tarafından plan kapsamında kurulması amaçlanan sanayi kolları ve ayrılan sermaye miktarları; pamuklu dokumada 18.538.000, demirde 10.000.000, kâğıtta 3.790.000, kimyada 2.360.000, kendirde 1.700.000, kamgarnda 1.650.000, selülozda 1.025.000, porselende 800.000, suni ipekte 490.000, kükürtte 150.000 lira idi[53]. Ayrıca başlangıçta Sümerbank’ın kuracağı tesisler arasında olup daha sonra Etibank’a devredilen sanayi kolları ve sermaye miktarları ise kükürtte 1.025.000 ve bakırda 550.000 lira idi[54] .
Sümerbank Genel Müdürü Nurullah Esat Sümer, yatırımlar sonucu açılacak yeni fabrikalar ile doğrudan 18-20.000 ve aileleri ile birlikte yaklaşık 100.000 kişiye iş imkânının sağlanacağını belirtti[55]. Kurulması planlanan fabrikalar genel itibariyle; ana ham maddeleri yurt içinde yetişen ve üretim miktarı tüketim talebini karşılayamayan sanayi, ham ihracat mallarını mamul veya kısmen mamul hâle getirip değer kazandıran ve sürümünü kolaylaştıran sanayi, mamul hâli yurt içinde büyük çapta talep görmesine karşın ham maddeleri henüz ülke genelinde yetiştirilmemekle birlikte tesis şartları dâhilinde ham maddelerinin karşılanacağı sanayi, ham maddeleri yurt içinde bulunmadığı gibi yetiştirilmesi de mümkün olmayan ancak üretim aşamalarının ülkeye etkin fayda sağlayacağı sanayi esasları üzerine inşa edilecekti[56] .
Banka’nın hususi idare ve sermayesi çerçevesinde; dokuma, maden, selüloz, seramik ve kimya endüstrisi alanlarını kapsayan Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı ile birçok fabrika inşa edilecekti[57]. Büyük devlet yatırımları, bölgeler arası ekonomik dengeyi sağlamak için genellikle Anadolu’nun iç kesimlerinde kuruldu[58] .
Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’nın başarıyla uygulanması ile Türkiye, önemli bir kısmını ithal ettiği mamullerden başta her çeşit dokuma olmak üzere iplik, suni ipek, kâğıt, demir, çelik, kok kömürü, kükürt, çeşitli kimyevi maddeler ve cam ürünlerini yurt içinde üretebilecek seviyeye ulaştı.
Sümerbank Genel Müdürlüğüne bağlı müessese, fabrika ve şubelerin idari ve mali denetimlerini gerçekleştirmek için 1936’da merkezi Ankara olmak üzere bir “Sümer Bank Teftiş Heyeti Müdürlüğü”[59] ve Genel Müdürlük ile bağlı kurumlar arasında bilgi akışını sağlamak ve kayıt altına almak için bir “Sümer Bank Umumî Muhaberat Teşkilatı” kuruldu[60] .
Bankanın nominal sermayesi 1937’de 80.500.000 liraya çıkarıldı[61] . Ayrıca yüksek giderli harcamalarına bağlı olarak 11 Haziran 1937’de kabul edilen 3249 Sayılı Kanun ile bütçesine 15.000.000 lira ilave edilmesine karar verildi[62]. Ayrıca 17 Haziran 1938’de onaylanan 3460 Sayılı Kanun ile bir Kamu İktisadî Teşekkülü hâline getirildi[63]. Sümerbank bu bakımdan Türkiye’nin ilk Kamu İktisadi Teşekkülü olma özelliğini taşımaktadır[64] .
Türkiye Sanayi ve Maadin Bankasından devralınan Defterdar ve Hereke fabrikaları 1 Nisan 1937’de kurulan Türkiye Yünlü Dokuma ve Yün İpliği Fabrikaları T.A.Ş.’ye bağlandı. Daha sonra ise Bünyan Fabrikası katıldı. 1939’da teşkil edilen Defterdar, Hereke, Merinos ve Bünyan fabrikalarını işleten Sümerbank Birleşik Yün İpliği ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi, Bakırköy, Kayseri, Ereğli ve Nazilli fabrikalarını çalıştıran Sümerbank Birleşik Pamuk İpliği ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi[65] ile Suni İpek Fabrikası Müessesesi 1941’de birleştirilerek “Sümerbank İplik ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi” kuruldu[66] .
İcra Vekilleri Heyetinin 4 Eylül 1939 tarihli ve 2/11801 sayılı Kararnamesi ile Sümerbank’ın 1938-1944 dönemindeki bütçesi bir plana bağlandı. Buna göre 1938’de 13.971.000, 1939’da 22.000.000, 1940’da 13.797.667, 1941’de 9.493.956, 1942’de 5.072.234, 1943’te 3.128.466 ve 1944’te 3.256.710 lira ek kaynak aktarıldı[67] .
Sümerbank fabrikalarında uzman personel, modern makine, tesisat ve kaliteli ham madde ile halkın bütçesine uygun yüksek standartta, sağlam ve zarif ürünler imal edilmekteydi[68]. Bankaya bağlı Defterdar, Hereke, Bakırköy ve Beykoz fabrikalarının ürünlerinin halka ulaştırılması amacıyla 1933-1934 döneminde “Yerli Mallar Pazarı” kuruldu[69]. Pazarın 1936’da Ankara, İstanbul, İzmir, Samsun ve Mersin’de satış mağazaları vardı[70]. 1934’te Sümerbank Yerli Mallar Pazarları Müdürlüğü, 1938’de ise Sümerbank Yerli Mallar Pazarları Müessesesi ismiyle faaliyetine devam etti[71]. 1946’da Sümerbank İplik ve Dokuma Fabrikası Müessesesi’ne devredildi[72] .
Sümerbank Yerli Mallar Pazarları Müessesesi 1949’da kapatıldı. Görev ve yetkileri aynı yıl kurulan; Sümerbank Alım ve Satım Müessesesi, Adana Pamuk Satın Alma ve Çırçır Fabrikaları Müessesesi, Malatya Pamuklu Sanayii Müessesesi, Bakırköy Pamuklu Sanayii Müessesesi, Ereğli Pamuklu Sanayii Müessesesi, Kayseri Pamuklu ve Bünyan Yünlü Sanayii Müessesesi, Adana Pamuklu Sanayii Müessesesi, Nazilli Basma Sanayii Müessesesi, Taşköprü Kendir Sanayii Müessesesi, Gemlik Sunğipek ve Viskoz Mamulleri Sanayii Müessesesi, Defterdar Yünlü Sanayii Müessesesi, Isparta Yün İpliği ve Halı Dokuma Sanayii Müessesesi, Merinos Yünlü Sanayii Müessesesi, Hereke Yünlü ve Halı Dokuma Sanayii Müessesesine intikal etti[73] .
III. İkinci Dünya Savaşı Yıllarında Sümerbank (1939-1945)
İkinci Dünya Savaşı ile birlikte Türkiye’de devletçilik politikası daha yoğun bir şekilde uygulandı. Devlet bütçesinin büyük ölçüde güvenlik önlemlerine ayrılmasıyla kamu yatırımlarında belirgin bir artış yaşanmadı[74] . Bu süreçte Sümerbank’a ait işletmeler ise savaşın ortaya çıkardığı durumdan olumsuz yönde etkilendi. Kömür ile çalışan fabrikalar, ham madde ve tesis malzemesi bakımından yurt dışı alım ve nakliye sıkıntısı yaşadı. Tedarik ve fiyat istikrarsızlığından dolayı iç piyasada durağanlık hâkimdi[75] .
Banka sermayesine tedbir amaçlı olarak 1939’da 19.500.000 lira ilave edildi[76] .Aynı zamanda Yerli Malları Pazarları kurumuna 7.000.000, Demir ve Çelik Fabrikaları kurumuna 6.500.000, Deri ve Kundura Sanayii kurumuna 6.500.000, İplik ve Dokuma Fabrikaları kurumuna 5.200.000, Malatya Bez ve İplik Fabrikası’na 700.000, Selüloz Sanayii kurumuna 600.000 ve genel ihtiyaçlara dair akreditiflere 2.250.000 lira kaynak tahsis edildi. Ayrıca inşa hâlindeki selüloz ve ikinci kâğıt fabrikası ile Sapanca-İzmit su tesisatına 8.800.000, Sivas Çimento Fabrikası’na 5.340.000, Karabük’teki asit sülfürik fabrikası ile bağlı inşaatlara 2.300.000 ve diğer tesislere 560.000 lira aktarıldı[77].
İç piyasanın talebini karşılamak için Sümerbank’a bağlı kamu tesislerinde günde üç saat fazla mesai yapılmasına dair kararname, İcra Vekilleri Heyeti tarafından 14 Mayıs 1940’da kabul edildi[78]. Banka’nın bütçesine 17 Haziran 1942’de kabul edilen 4270 Sayılı Kanun ile 50.000.000 lira ödenek ayrıldı[79] .
Sümerbank, 17 Haziran 1938 tarih ve 3460 sayılı Kanun ile Kamu İktisadi Teşekküllerinin bünyesindeki teşebbüsleri müessese hâline getirmek için çalışmalara başladı[80]. Kanun’un 4 Temmuz 1938’de yürürlüğe girmesiyle birlikte kendisine bağlı ve şirket olarak faaliyet gösteren fabrikaların hukuki statüsü yeniden düzenlendi ve müesseseye dönüştürüldü. Bunlar arasında; 1939’da Sümerbank Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesi, Sümerbank Deri ve Kundura Sanayii Müessesesi, Sümerbank Selüloz Sanayii Müessesesi, Sümerbank Birleşik Yün İpliği ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi, Sümerbank Birleşik Pamuk İpliği ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi, 1943’te Sümerbank Çimento Sanayii Müessesesi, 1950’de Sümerbank Ateş Tuğlası Sanayii Müessesesi vardı[81]. En büyük sermayeye ve üretime Sümerbank Birleşik Yün İpliği ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi sahipti. 1948 itibariyle 55.000.000 lira itibari sermayesi ve 200.000.000 lira iş hacmi bulunmaktaydı. Müessesenin büyük ve küçük çaplı 5 yünlü, 7 pamuklu, 2 çırçır ve prese, 1 viskoz ve 1 kendir fabrikası, 14 satış deposu ve mağazası ile 2 satın alma bürosu vardı[82] .
Sümerbank’ın genel müdürlüğü görevine 1942’de Hulki Alisbah Bey tayin edildi[83]. Banka’nın 1943’teki tesisleşme çalışmaları sonucu Doğu ve Orta Anadolu’nun çimento ihtiyacını karşılamak üzere Alman Humbolt firması ile 1938’de bir sözleşme imzalandı. İkinci Dünya Savaşı’nın etkisiyle inşasına 1940’da başlanan Sivas Çimento Fabrikası 1943’te işletmeye açıldı[84] . Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası’nın girişimiyle 1926’da faaliyete geçen Isparta İplik Fabrikası 25 Mayıs 1943’te Sümerbank tarafından satın alındı[85] . Aynı yıl Karabük’te boya, Defterdar’da paçavra, Konya Ereğli’de nişasta fabrikaları ile Sapanca ve İzmit’te su tesisatı inşa edildi[86] . 1944’te Karabük’te Sümerbank Sülfürik Asit ve Süperfosfat ile Sümerbank Klor ve Alkali Fabrikası kuruldu[87] .
Banka’nın 1943 yılı baz alındığında toplamda 9.745.106 lira hisseyle ortak olduğu işletmeler arasında; Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş., Aksaray Azmi Millî T.A.Ş., Süngercilik T.A.Ş., Türk Gülyağcılık Ltd. Ş., Yalvaç Sanayi ve Ticaret T.A.Ş., Güven Türk Anonim Sigorta Sosyetesi, Kireçlik Kömür Madenleri T.A.Ş., Türk-İngiliz Ticaret ve Finansman C. Ltd., Umumî Mağazalar T.A.Ş., Halk Bankası T.A.Ş., Malatya Bez ve İplik Fabrikaları T.A.Ş. bulunmaktaydı[88] .
Sümerbank Genel Müdürü Hulki Alisbah, Banka’nın tesisleşme çalışmaları ve hedefleri hakkında şu açıklamada bulundu:
“Sermaye ve varlıkları birkaç milyarı bulan bu fabrika ve kurumların sadece adlarını bir arada görmek insana gurur ve istikbal için emniyet veriyor. Bu fabrika ve kurumların hiçbiri hususi bir menfaat için çalışmıyor. Bu fabrika ve kurumlarda takip edilen tek hedef halkın menfaati, her vakit halkın menfaati, daima halkın menfaati olacaktır. Bu fabrika ve kurumlar bundan altı ay evvel aldıkları emiri kaça mal olursa olsun her gün biraz daha fazla istihsal etmek çabasındaydılar. Son altı aydan beri aldıkları emirler ise her gün biraz daha sağlam ve biraz daha ucuz istihsal etmek mealinde olmuştur.”[89]
Sümerbank’ın kuruluş ve savaş döneminde inşa edilen ve tamamlanan fabrikaları ile müessese ve teşkilatlarında teknolojik bakımdan ileri seviyede bulunan ülkelerden getirilen yabancı uzmanlar görev yapmaktaydı. Bu bağlamda aşağıdaki tabloda görüldüğü üzere farklı sektörlerde inşa edilen fabrikalarda görev yapmak üzere Türkiye’ye davet edilen uzmanlar, dönemi itibariyle sanayi alanında en ileri seviyede yer alan ülkelerden tercih edilmiştir.
Tesisleşmenin ve üretimin artmasıyla birlikte teknik eleman ihtiyacı arttı. Sanayileşmede teknik elaman yetiştirmek için teorik ve pratik eğitimi gerçekleştirmek ileriye yönelik atılacak adımlar arasındaydı. Bu bakımdan Sümerbank’ın 1933’teki görevleri arasında yer alan yetişmiş eleman yetiştirmek amacıyla okullar açmak ilkesi doğrultusunda sanayi okullarına, fabrika kurslarına ve yurt dışına öğrenci gönderilerek çok sayıda yüksek mühendis, teknisyen, usta ve işçi yetiştirilmesi amaçlandı[90]. Bu maksatla 1943-1944 ders yılından itibaren ülkedeki belirli okul ve fakültelerde 200 kadar öğrencinin Sümerbank’ın desteği ile öğrenim görmesine karar verildi. Bunlardan 110’u beş yıllık Sanat Okulu’nda, 15’i Yüksek Mühendis Okulu’nun elektro-mekanik ve 25’i Teknik Okulu’nun makine şubesinde, 20’si Kimya Fakültesi’nde, 30’u Yüksek İktisat ve Ticaret Okulu’nda eğitim alacaktı[91] .
Mesleki eğitimin belirli bir plana göre düzenlemesi ve işçi niteliğinin yükseltilmesi için 1946’da İşçi Yetiştirme Yönetmeliği ve Personelin Yabancı Memleketlerde Staj Görme Yönetmeliği yayımlandı. Bununla üçte iki oranında kalifiye eleman yetiştirilmesi amaçlandı. Bu bağlamda Banka’da 1948’de çalışan 28.030 kişiden 18.611’i kalifiye ve 9.456’sı acemi işçi idi[92] .
Sümerbank’a bağlı; Defterdar, Hereke, Bünyan, Isparta ve Merinos dokuma fabrikalarında 1944 yılı dikkate alındığında 28.044 iğ ve 433 tezgâh olup 9.658 ton iplik ile 4.288.336 m yünlü kumaş imal edildi. Bakırköy, Kayseri, Konya Ereğli, Nazilli ve Halkapınar pamuklu dokuma tesislerinde 88.696 iğ ve 2.477 tezgâh ile 3.914 ton iplik ve 58.324.000 m kumaş üretildi. Beykoz Kundura Fabrikası’nda 911.102 adet ayakkabı, Gemlik Suni İpek Fabrikası’nda 239.617 kg suni ipek imal edildi. İzmit birinci ve ikinci kâğıt fabrikaları ile odun hamuru, saman, paçavra selülozu, kaolin ve klor alkali fabrikalarında yılda 13.001 ton kâğıt ve karton ile 880 ton selüloz elde edildi. Karabük Demir ve Çelik Fabrikası’nda 211.000 ton kok, 69.795 ton demir, 60.780 ton çelik, 84.154 ton hadde mamulatı ve 7.763 ton boru üretildi. Sülfürik asit ve süper fosfat fabrikalarından 3.309 ton sülfürik asit ve 2.411 süper fosfat imal edildi. Sivas, Zeytinburnu ve Ankara çimento fabrikalarında 190.027 ton çimento ve Kütahya Seramik Fabrikası’nda 1.531.950 adet kiremit ile 1.134.970 adet tuğla üretildi[93] .
Sümerbank 1933’te beş işletme ile başladığı çalışma hayatına kısa sürede önemli bir ivme kazandırdı. 1945 yılı itibariyle 59 işletmeye ulaştı. Bünyesinde 4.000 memur ve 25.000 işçi çalışmaktaydı. Kuruluş sermayesi 20.000.000 lira iken 1945’e gelindiğinde yalnızca tesislere 116.500.000 lira sermaye aktarıldı. Ülke genelinde 41 mağazası bulunmaktaydı. Satışlardan ise yıllık 435.700.000 lira gelir elde edildi[94] .
IV. İkinci Dünya Savaşı Sonrası Süreçte Sümerbank (1946-1960)
Türkiye’de İkinci Dünya Savaşı döneminin (1939-1945) olağanüstü koşulları içerisinde daha sıkı bir devletçi politika izlenmiştir. Savaşın sona ermesiyle birlikte ülke ekonomisini hareketlendirerek hızlı bir kalkınma sürecine geçmek için yeni bir ekonomi politikasının uygulanması amaçlanmıştır. Devletçi politikanın yerini dışa açık liberal bir düzene bırakacağı 1948-1953 döneminde; sanayide temel tüketim mallarının yurt içinde üretiminde özel sektörün de katılımını sağlamak ve özel teşebbüs sermayesinin yeni kaynaklarla birlikte güçlendirilerek sosyo-ekonomik gelişimde daha etkin bir biçimde rol oynamasını temin etmek hedeflenmiştir. Yeni ekonomi politikası kapsamında; kamu girişimciliğinin daraltılması ve özel kesime daha hızlı gelişme olanağı sağlanması gerektiğinden yola çıkarak dışa açık liberal bir yapıya geçilmesi planlandı[95] .
Bu kapsamda gerek 1947 tarihli Türkiye İktisadi Kalkınma Planı’nda[96] ve gerekse 1951’de yayımlanan Barker Raporu’nda[97] devlet yatırımlarının ulaşım, haberleşme ve enerji gibi alanlarda yoğunlaşması gerektiği belirtilmekteydi[98]. Endüstrileşme üzerine ise demir-çelik, ağır kimya, kimyasal gübre ve selülozu içeren ağır sanayi alanında tesisleşme yerine tarım, hafif metal, inşaat, deri, orman, seramik ve el sanatları alanında yatırımlara ağırlık verilmesi gerektiği vurgulanmaktaydı[99] .
Yeni ekonomi politikası doğrultusunda Kamu İktisadi Teşekküllerinin durumu üzerinde de çalışmalar yürütüldü. Başlangıçta Sümerbank ve Etibank’ın öncülüğünde gerçekleştirilen kalkınma yöntemi yerine özel sektör ağırlıklı bir uygulamaya geçilmesi ön görüldü. KİT’lerin ekonomi içindeki yeri, önemli bir niteliksel değişime uğrayarak özel kesimi doğrudan desteklemesinin önü açıldı. Yeni KİT’ler oluşturuldu. Bu kapsamda Sümerbank’tan, SEKA ve Türkiye Demir-Çelik İşletmeleri ayrılarak KİT özelliğine kavuşturuldu. Ayrıca KİT’lerin özelleştirilmesi gündeme geldi. Ancak savaş yıllarında biriken döviz kaynaklarının hızla tükenmesi, artan iç talebi karşılamada zorlukların yaşanması, dış alım güçlüğü ile karşılaşılması ve özel girişimin yeterince gelişememesi gibi nedenlerden dolayı bundan vazgeçildi[100] .
Bir Kamu İktisadi Teşekkülü olan Sümerbank, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde de yatırımlarını sürdürdü. Öncelikle eskiyen ve üretimde yetersiz kalan özel teşebbüs yatırımlarını da devralarak modernize etti. Bunlar arasında özel teşebbüs yatırımlarından 1885’te Tırpani Kardeşler tarafından kurulan Adana Bez Fabrikası ile 1923’te Şinasi ve Hüznüzâdeler’in tesis ettiği Adana Çırçır Fabrikası’nı 1946’da devraldı. İşletmelerin kalan binalarını yeniledi ve makineler getirdi[101]. Dönemi itibariyle Türkiye’nin en büyük dokuma fabrikalarından İzmir Halkapınar Dokuma Fabrikası’nı 1947’de işletmeye açtı[102] .
Sümerbank, yatırımları ve finansal yönetimi ile İkinci Dünya Savaşı’nın olumsuz etkilerinden kısa bir sürede çıktı. Tablo 4’te görüldüğü üzere Banka’nın ödenmiş sermayesi beş yıl içinde yaklaşık iki kat arttı. Ayrıca müesseselere ayrılan sermaye ve kredi gibi diğer kalemlerde artış sağlandı.
Bankanın faaliyet sahası 1949 yılı dikkate alındığında genel olarak beş büyük müessese üzerine temellendirilmişti. Bunlar; Sümerbank İplik ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi, Sümerbank Deri ve Kundura Sanayii Müessesesi, Sümerbank Selüloz Sanayi Müessesesi, Sümerbank Çimento Sanayi Müessesesi ve Türkiye Demir Çelik Fabrikaları Müessesesi idi[103] .
Sümerbank İplik ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi ise kendi içinde on dört müesseseye ayrılmaktaydı. Bunlar; Sümerbank Alım ve Satım Müessesesi, Yün İpliği ve Halı Dokuma Sanayii, Bakırköy Pamuklu Sanayii, Defterdar Yünlü Sanayii, Merinos Yünlü Sanayii, Kayseri Pamuklu ve Bünyan Yünlü Sanayii, Adana Pamuklu Sanayii, Adana Pamuk Satın Alma ve Çırçır Fabrikaları, Konya Ereğli Pamuklu Sanayii, Hereke Yünlü ve Halı Dokuma Sanayii, Gemlik Suni İpek ve Viskoz Mamulleri Sanayii, Malatya Pamuklu Sanayii, Nazilli Basma Sanayii, Taşköprü Kendir Sanayii Müessesesi idi[104] .
Türkiye’nin çok partili hayata geçtiği 1950 yılından sonra Sümerbank’ın yatırımları genel olarak dokuma sanayi üzerine oldu. Bu süreçte ülkenin her bölgesine yapacağı tesis, fabrika ve işletmeler ile ülke ekonomisine katkı ve halkına istihdam sağlamayı hedefleyen Sümerbank’ın sanayi yatırımları arasında; 1951’de Bakırköy Bez Fabrikası’nın genişletilmesi, 1952’de Taşköprü sicim ve kanaviçe, Ereğli dikiş ipliği ve ikinci kok fabrikalarının inşası, Sivas çimento ve ikinci kâğıt fabrikalarının kapasitelerinin arttırılması çalışmaları sürdürüldü[105] .
Bunların dışında 1953’te Denizli Bez Fabrikası[106], İzmir İplik ve Dokuma Fabrikası, 1954’te Erzincan İplik Fabrikası[107], Bergama Pamuk İpliği ve Dokuma Sanayii T.A.Ş.[108], Diyarbakır Yünlü Dokuma[109] ve İzmit Üçüncü Kâğıt[110], 1955’te Manisa Pamuklu Mensucat T.A.Ş., Antalya Pamuklu Dokuma Sanayii T.A.Ş., Karaman İplik ve Pamuklu Mensucat T.A.Ş., Maraş Pamuklu Dokuma Sanayii T.A.Ş.[111], İzmir Basma Fabrikası[112], 1956’da Eskişehir Basma Sanayii Müessesesi, 1957’de Nevşehir Pamuklu Dokuma Sanayii T.A.Ş., 1959’da Adıyaman Pamuklu Dokuma Sanayii T.A.Ş. kuruldu[113] .
Sümerbank’ın 1950’lerin başında farklı sektörlerdeki üretimine bakıldığında ise tablo 5’te görüldüğü üzere ağırlıklı olarak dokuma sanayisinde en yüksek seviyelere ulaşıldığı anlaşılmaktadır.
Banka bir taraftan kamu yatırımlarına devam ederken diğer taraftan da İkinci Dünya Savaşı’nın ardından bilhassa 1950’den sonra faaliyetlerini özel teşebbüs girişimlerini destekleyerek ve ortak çalışmalarda bulunmayı amaçlayarak sürdürdü. Bu maksatla sanayi kredi miktarının arttırılması ve teknik bilgi aktarımı gibi çalışmalar yapıldı[114]. Böylece Sümerbank Pamuklu Mensucat Eski Müdürü Fazlı Turga’nın[115] başkanlığında 1954’te Adana’da inşasına başlanan pamuklu dokuma fabrikası bir özel teşebbüs yatırımı olarak faaliyete geçen tesisler arasında yer aldı[116]. Sümerbank dokuma sanayisindeki bilgi, birikim ve deneyimlerini müteşebbis kesime aktararak ilerleyen yıllarda Türkiye sanayisinin lokomotif sektörlerinden biri olacak tekstil sektöründe tanınmış markaların doğuşuna öncülük edecek ve böylece özel sektör mamullerinin dünya pazarında yer edinmesine katkıda bulunacaktı.
Sümerbank’ın; Bursa, Balıkesir, Karabük ve Nazilli’de şube açması İcra Vekilleri Heyetinin 9 Şubat 1954’teki toplantısında kabul edildi[117] . Bünyesindeki Sümerbank Demir ve Çelik Sanayii Müessesesi ile Sümerbank Selüloz Sanayii Müessesesi 1955’te Kamu İktisadi Teşekkülüne dönüştürüldü. Sümerbank Demir ve Çelik Sanayii Müessesesi, Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Sümerbank Selüloz Sanayii Müessesesi, Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları İşletmesi Genel Müdürlüğü unvanı altında müstakil bir teşekkül olarak çalışmalarını sürdürdü[118] .
Aynı zamanda 1939’da kurulan ve Defterdar, Hereke, Bünyan ve Merinos fabrikalarını kapsayan Sümerbank Birleşik Yün İpliği ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi; Bakırköy, Kayseri, Ereğli ve Nazilli fabrikalarını bünyesinde barındıran Sümerbank Birleşik Pamuk İpliği ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi adını ve 1941’de Sümerbank tarafından ayrı bir teşekkül hâlinde işletilen Gemlik Suni İpek Fabrikası ise Sümerbank İplik ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi ismini aldı. Sümerbank İplik ve Dokuma Fabrikaları Müessesesine daha sonraki süreçte Isparta İplik, Malatya ve Adana Pamuklu Dokuma, Taşköprü Kendir fabrikaları devredildi[119]. Kayseri Pamuklu Sanayii Müessesesi 1953’te Erzincan Pamuklu Dokuma Fabrikası’nı bünyesine kattı. Adana’daki çırçır tesisleri 1956’da Sümerbank Pamuk Satın Alma ve Çırçır Fabrikaları Müessesesi adıyla çalışmalarına devam etti. Malatya Pamuklu Sanayii Müessesesi 1960’da Erzincan Dokuma Fabrikası’nı devraldı[120] .
V. Sümerbank’ın 1960-1987 Dönemindeki Faaliyetleri
Sümerbank, bağlantılı olduğu şirketler ile 1961 faaliyet yılı kapsamında; Adıyaman, Antalya, Karaman, Maraş ve Nevşehir İplik ve Dokuma, Denizli ikinci İplik ve Dokuma, Eskişehir İplik, Dokuma ve Basma, Bolu Suni Tahta, Çanakkale ve Salihli Valeks, Ordu Soya, Dil İskelesi Mensucat ve Boyaları, İstanbul ve Bozüyük Seramik, Filyos Krom Manyezit Tuğlası fabrikalarının ve Nazilli Presleme ve Ağaç İşleme Atölyesi’nin inşa edilmesi, Yıldız Çini, Kayseri Dokuma Fabrikası’nın ıslahı, Beykoz Deri ve Kundura, Erzincan Dokuma Fabrikası’nın genişletilmesi çalışmalarına devam etti. Banka dokuma sanayisindeki tesis sayısını arttırmakla birlikte 1961’de ülke genelindeki pamuklu dokuma üretiminin %32’sini ve yünlü dokuma imalatının yaklaşık %30’unu karşılayacak bir kapasiteye ulaştı[121] .
Banka’nın ilk hedefleri arasında ham maddesi ülkede bulunmasına karşın yüksek maliyetle ithal edilen mamulleri yurt içinde imal etme amacına ulaşmak yer aldı. Ardından bilhassa 1960’lardan itibaren ikinci hedef olarak ürünlerin kalite standardını arttırarak ihraç etme gayesiyle hareket edildi. Bu konu hakkında Sümerbank Teknik Genel Müdürü Sabahaddin Taray açıklamasında; “İkinci hedefimize en kısa zamanda erişebilmek için mamullerimizi kalite bakımından süratle ıslah etmek ve bunları hatasız ve en titiz alıcının zevkine hitap edecek bir seviyeye getirmek, fabrikalarımızda her türlü rantabiliteyi azamiye çıkartmak süratiyle istihsali arttırmak ve maliyetlerimizi dış piyasa fiyatlarının aşağısına indirmek mecburiyetindeyiz[122].” ifadelerini kullandı. Sümerbank kuruluş ilkelerinden hareketle ve sosyal sorumluluk anlayışıyla kendi üretim yelpazesinde yer alan ürünlerinde her kesime ve bütçeye hitap eden kaliteli ürün imalatını göz önünde bulundurmuştur.
Sümerbank’ın 1965’te 500.000.000 lira ödenmiş sermayesi, ülke genelinde yünlü ve pamuklu kumaş, viskoz, selon, sicimi kanaviçe, yün ve yumak iplik, halı, battaniye, ayakkabı, seramik, çini, çimento, ateş tuğla, kiremit, ağaç plak, valeks, karbon sülfür imal eden 25 fabrikası[123], 164 satış mağazası, 18 banka şubesi[124], 7 banka, 1 sigorta, 13 tekstil, 6 kimya, 6 şeker ve gıda, 5 çimento, 3 demir ile farklı sektörlerden 4 fabrika, 5 ticari, zirai ve diğer alanlardaki şirketlere bağlı 526.000.000 lira değerinde ortaklığı bulunmaktaydı[125] .
Banka her geçen gün açılan yeni tesislerle ürün çeşidini genişletmeye çalışmaktaydı. Bu kapsamda; Maraş Müessesesi 1965’te[126], Sümerbank Halıcılık Müessesesi 1966’da, Sümerbank Bolu Tahta Sanayii Müessesesi 1967’de[127], Adıyaman Pamuklu Dokuma Sanayii T.A.Ş ve Nevşehir Pamuklu Dokuma T.A.Ş. 1967’de[128], Sümerbank Yarımca Porselen Seramik ve Çini Sanayii Müessesesine bağlı olarak Bozüyük Seramik Fabrikası 1966’da ve Yarımca Seramik Fabrikası 1968’de faaliyete geçti[129] .
Türkiye’nin birçok yerinde inşa ettiği tesisler ile bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlayan Sümerbank’ın mamulleri, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da rağbet görmekteydi. ABD, İngiltere, Batı Almanya, İtalya, Fransa, Norveç, Japonya, Danimarka, Bulgaristan, Filipinler, Tunus, Avustralya ve Suriye’ye pamuklu ve yünlü dokuma, yün ipliği, yün yağı, halı, battaniye ve ateş tuğlası gibi ürünler ihraç edildi[130]. Sümerbank’ın en büyük üretim kalemlerinden pamuklu dokuma mamullerinin ihracatı 1963-1968 yılları arasında %300 oranında bir artış kaydetmiştir. Pamuklu dokuma sektöründeki toplam ihracat payı ise %83’e yükselmiştir[131]. Banka tarafından 1963’te 11.300.000, 1964’te 21.000.000, 1965’te 22.800.000, 1966’da 7.700.000, 1967’de 7.400.000 ve 1968’de 33.300.000 lira değerinde mamul madde ihraç edilmiştir[132]. Dış ticaret hacmi ile döviz girdisini arttıran Sümerbank 1933-1965 döneminde yaklaşık 2.500.000.000 lira vergi ödemiştir[133] .
Çalışma alanını genişleten, üretimdeki çeşit ve miktarını arttıran Sümerbank’ın 1969’da 21 banka şubesi, 188 satış mağazası, 21’i kendisine ait ve 40’ı iştirak hâlinde 61 işletmesi bulunmaktaydı[134]. Satış tutarları; 1949’da 102.000.000, 1955’te 386.000.000, 1960’da 678.000.000, 1963’te 723.000.000, 1965’te 820.000.000, 1966’da 930.000.000, 1967’de 948.000.000 ve 1968’de 1.000.000.000 lira idi [135] .
Sümerbank 1970’li yıllarda ülkeye yeni tesisler kazandırmaya devam ederken eskiyen işletmeleri yenileyerek genişletmek, ülkenin geri kalmış bölgelerinde konfeksiyon, ayakkabı ve el halıcılığı gibi istihdam sağlayan tesisler açmak, dokuma fabrikalarını kendi içinde kuracağı makine fabrikaları ile inşa etmek, faaliyette bulunduğu sanayi alanlarında piyasanın %25’inden fazlasına hâkim olmak ve nüfusun yoğun olduğu yerlerde çok amaçlı büyük mağazacılığı kurarak pazarda tüketicinin korunmasını sağlamak için bir “ana yatırım politikası” uygulamaya koydu[136] .
Bankanın sermayesi 1970’de 1.500.000.000 liraya ulaştı. Türkiye genelinde 189 mağazası ve 22 banka şubesi vardı. Genel satış tutarı 1.800.000.000 ve ödenen vergi yaklaşık 300.000.000 lira idi. Ülkedeki sanayi yatırımları 1950’ye kadar 185.000.000 lira iken bu miktar 1970’e gelindiğinde 2.000.000.000 liraya ulaştı. Sümerbank’ın lokomotif sektörü konumundaki tekstilde 1970 yılı itibariyle on yedi pamuklu dokuma fabrikasında toplam 393.680 iğ ve 2.246 dokuma tezgâhı vardı. Yılda 51.000 ton iplik, 240.000.000 m kumaş ve 80.000.000 m basma imal edilmekteydi. Altı yünlü dokuma fabrikasında toplam 51.072 iğ ve 616 tezgâh ile senede 6.000 ton iplik ve 7.000.000 m kumaş üretilmekteydi. Bankanın tekstil sektöründeki payı pamuklu dokumada %30, yünlüde %20 ve iplikte %12 idi. Aynı dönemde kimya sanayisinde altı fabrika faaliyette olup deri, kundura, valeks, soya yağı, suni elyaf, formika ve suni tahta üretilmekteydi. Toprak sanayisindeki altı fabrikada; çimento, ateş tuğlası, krom ve manyezit tuğla, seramik, seramik porselen ve elektro porselen gibi mamuller imal edilmekteydi[137] .
Türkiye’de 1960’lı yıllarla birlikte ekonomide planlı kalkınma modeline geçilecek ve bu kapsamda karma ekonomi modelinin esas alındığı Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967) hazırlanacaktır. Ardından ise sürükleyici sektör olarak sanayinin öne çıkacağı ve gelişimine daha çok ağırlığın verileceği İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1967-1972) uygulamaya konulacaktır. Bununla birlikte planlı dönemde sanayi sektörünün Gayrisafi Millî Hasıla’daki payı 1960’da %17.1 iken, bu oran 1972’de %22.6’ya çıkmıştır. Toplam yatırım payının GSMH’ye oranı 1950’lerde %15.9 olup, 1970’lerde %20’yi geçmiştir[138] .
Bununla birlikte KİT’lerin üretimdeki payı ve işgücü talebinde de sürekli bir artış yaşanmıştır. Buna bağlı olarak imalat sanayisinde çalışanların sayısı 1960’lı yıllarda %7.8 iken 1970’lere gelindiğinde %13’e yükselmiştir. KİT kapsamına giren Sümerbank da gerçekleştirdiği yatırımlar ile önemli ölçüde istihdam sağlamıştır[139]. Aşağıdaki tabloda da görüldüğü üzere 1933’ten 1970 yılına gelinceye kadar memur sayısında 1960-1970 dönemi ve işçi sayısında 1950-1960 yılları arasındaki küçük bir düşüş dışında Sümerbank’a bağlı kurum ve kuruluşlarda istihdam edilen memur ve işçi sayısı, önemli miktarda artarak devam etmiştir.
Sümerbank, kendisine devredilen dört fabrika ile başladığı sanayileşme faaliyetlerine 1973’e gelindiğinde otuz üç yeni fabrika ilave ederek ve 2.500.000.000 lira yatırım ile önemli bir aşama kaydetti. 1933’te 4-5.000.000 lira katma değerli mamul üretilirken bu rakam 1973’te 2.500.000.000 lirayı aştı. 228 mağazasında 3.000.000.000 lira değerinde ürün satışı gerçekleştirdi[140]. Sümerbank, dokuma sanayi ile Türkiye’nin dünya tekstil piyasasında üst sıralarda yer almasını sağladı. Türkiye 1975 yılı verilerine göre dünyada pamuklu dokumada 275.400 ton ile dördüncü, yünlü dokumada 26.900 ton ile sekizinci, pamuk ipliğinde 310.000 ton ile altıncı ve yün ipliğinde 42.800 ton ile dokuzuncu sıradaydı[141] .
Banka, yatırımlarını 1970’lerin ortalarında da sürdürdü. Bu kapsamda 1975’te Bursa’da bir tekstil eğitim araştırma merkezinin açılması, Tunceli’de strayhgarn halı ipliği ve Kırşehir’de hazır giyim tesisinin kurulması çalışmaları yürütüldü[142]. Bunun dışında kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması için de büyük bir hassasiyet gösteren Sümerbank, Türk halıcılığını geniş kitlelere tanıtmak ve öğretmek amacıyla 1976’da; Ankara, Bilecik, Bingöl, Bitlis, Burdur, Çanakkale, Çankırı, Diyarbakır, Erzurum, Giresun, Hakkari, Kahramanmaraş, Kars, Kastamonu, Kırşehir, Konya, Manisa, Mardin, Muğla, Niğde, Sivas, Tokat, Van ve Yozgat’ta halı tezgâhı dağıtımına başladı[143] .
Sümerbank’ın 1970’lerin sonu itibariyle; Iğdır’da entegre basma, Erzurum/Tortum’da şayak, Van, Kars/Sarıkamış ve Erzurum/İspir’de ayakkabı, Bolu’da yonga ve levha, Isparta’da konfeksiyon, Malatya’da dokuma tezgâhı, Gaziantep’te tekstil makine, Kırşehir’de hazır giyim, Çanakkale’de sentetik deri, Adıyaman’da trikotaj ve iç çamaşırı, Bursa/Gemlik’te selofan, Bozüyük’te ikinci seramik ve Kahramanmaraş’ta dokuma terbiye tesislerinin inşasına devam edilmekteydi[144] .
1980’lere gelindiğinde Kamu İktisadi Teşekküllerinin özelleştirme kapsamına alınması ile birlikte Sümerbank duraklama ve gerileme sürecine girmiş oldu. Bu bağlamda 1983’te Sivas Çimento, Kütahya Seramik, Filyos Ateş Tuğlası, Konya Krom-Manyezit Tuğla, Yarımca Porselen ve Bozüyük Seramik Sanayii Müesseselerinin Türkiye Çimento ve Toprak Sanayii Kurumuna, Bolu Lamine ve Lif Levha Sanayii Müessesesinin SEKA’ya devredilmesi[145] kurumsal küçülmenin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Hükûmetin özelleştirme politikaları doğrultusunda 1984’te 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 2983 Sayılı Tasarrufların Teşviki ve Kamu Yatırımlarının Hızlandırılması Yasası ile Kamu İktisadi Teşekküllerinin özelleştirilmesi amacıyla 1986’da 3291 Sayılı Kanun yayımlandı[146]. Bu kapsamda bir Kamu İktisadi Teşekküllü olan Sümerbank 1987’de özelleştirme kapsamına alındı[147]. Özelleştirilme sürecinde Sümerbank’ın yapımına devam ettiği yatırımlardan; Iğdır pamuklu, İspir ayakkabı, Tortum yünlü, Gaziantep tekstil, Sungurlu ve Yalvaç hazır giyim ve Ordu soya sanayi tesisleri çeşitli kurumlara devredildi[148] .
Sümerbank, 1987’de Sümerbank Holding A.Ş. adı ile faaliyetlerine devam etti. Holding, 1980’lerin sonu itibariyle 33 iştirak, 46 banka şubesi, 5 anonim şirket, 466 mağaza, pamuklu dokumada 14 işletme ve 3 anonim şirket; yünlü dokumada 4 işletme ve 1 anonim şirket, konfeksiyonda 1 işletme, halıda 4 fabrika, 1 anonim şirket ve 18 bölge müdürlüğü; deri ve kimyada 9 işletme, pazarlamada 1 işletme ve 17 bölge müdürlüğü; satın almada 2 işletme, araştırma ve geliştirmede 1 işletmeye sahipti. Ayrıca Türkiye’deki pamuklu dokumanın %15’ini, yünlü dokumanın %13.2’sini, pamuk ipliğinin %12’sini, yün ipliğinin %5.6’sını, ayakkabının %3.5’ini, el halısının %3.4’ünü, boyanın %12’sini üretmekteydi[149] .
SONUÇ
Millî Mücadele’nin ardından her bakımdan kıt kaynaklar ile yeni bir ülkenin inşasına başlanacaktı. Osmanlı Devleti’nden kalan sanayi mirası kalkınmayı gerçekleştirecek yeterli imkân ve yapıya sahip değildi. Devralınan en önemli sanayi işletmeleri arasında; Feshane Yünlü Dokuma, Hereke İpekli ve Yünlü Dokuma, Bakırköy Pamuklu Dokuma, Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası bulunmaktaydı. Ancak bunların savaş yıllarının zorlu şartları altında bakımsız kalması, tahriplere maruz kalması ve teknolojik ömrünü tamamlaması gerekli verimin alınamamasına neden olmaktaydı.
Türk İnkılabının en önemli aşamalarından birisi de ülke ekonomisini güçlü ve istikrarlı bir yapıya kavuşturmaktı. Bu bağlamda sanayileşme hayati bir öneme sahipti. 1931’de kabul edilen devletçilik ilkesi ilerleyen süreçte uygulanacak iktisadi politikanın seyrini değiştirmesi bakımından oldukça kayda değer bir değişime neden olarak büyük kamu kuruluşlarının açılmasına zemin hazırladı. Bunlar arasında en önemlilerinden biri de Sümerbank idi.
Adı bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından konulan ve 1933’te Türkiye’nin ilk Kamu İktisadi Teşekkülü olarak kurulan Sümerbank, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kalkınmasında bir mihenk taşı işlevi gördü. Başta dokuma olmak üzere kimya, maden, selüloz ve seramik alanında çok sayıda fabrikalar tesis etti. Böylece; pamuklu, yünlü ve ipekli dokuma, iplik, kendir, kâğıt, karton, demir, çelik, çimento, kiremit, tuğla, boya, seramik, çini, porselen, ayakkabı, deri, hazır giyim, halı, soya, ayçiçek yağı ve sıhhi tesisata kadar daha birçok ürünü imal ederek ülkenin temel ihtiyaç maddelerinin bir kısmını karşıladı.
İnşa edilen sanayi tesisleri ile yurt içi ham madde kaynakları işlenerek yerli mamuller elde edildi. Bankanın kaliteli ve sağlam ürünleri zamanla markalaştı ve yurt dışından da talep görmeye başladı. Böylece Cumhuriyet’in ilk yıllarında önemli ölçüde ham madde ihraç ederek mamul madde ithal eden bir durumdan, ihracatçı bir ülke konumuna gelindi.
Sümerbank, yüksek vergi ödemeleriyle devlet bütçesine katma değer ve ihracat ile yüksek miktarlarda döviz girdisi sağladı. Binlerce kişi için istihdam kaynağı oldu. Bunun yanı sıra bankacılık hizmetleri ile yatırımcılara finansal destekte bulunarak özel sektörün gelişimine teknik ve mali yönden katkı sağladı. İkinci Dünya Savaşı yıllarında ülkenin kömür, kâğıt, çimento, demir, dokuma gibi zorunlu madde taleplerini karşılamaya çalıştı. Bu bakımdan stratejik bir misyon üstlendi.
Sümerbank, kamusal faaliyetlerin dışında bilhassa 1950’lerden itibaren başta tekstil olmak üzere çeşitli sanayi kollarında özel kesimin; sermaye, deneyim, teknik bilgi ve eleman bakımından teşvik edilmesi ve desteklenmesi misyonunu bizzat üstlendi. Böylece Türkiye’nin günümüze kadar gelen endüstri birikiminin temellerinin atılmasında önemli bir rol üstendi.
Banka 1930’lardaki kuruluş ve gelişim evresinden 1950’lerde çıktı. 1960- 1980 döneminde kalkınmada içe dönük bir iktisadi politikanın uygulanması Sümerbank’ın yatırımlarına yeniden ivme kazandırdı. Banka 1980’lere kadar yeni yatırımlar ile sanayi ve bankacılık alanında yol almaya devam etti. Ancak 1980’lerin başından itibaren değişen ekonomi politikası ve uygulamaları sonucu başlatılan özelleştirme çalışmaları, Sümerbank’ı da etkiledi. Bankanın kurumsal yapısında değişim ve dönüşüm süreci başladı. Birçok işletmesi kapatıldı ve devredildi. 1987’de özelleştirme kapsamına alınan Banka, Sümerbank Holding A.Ş. adı ile faaliyetlerini sürdürdü.
EKLER
KAYNAKÇA
Afetinan, A., İzmir İktisat Kongresi 17 Şubat-4 Mart 1923, TTK, Ankara 1989.
Ağır Sanayi 1977, Haz. Orhan Gök, Semih Ofset Matbaacılık, Ankara 1977.
Akşam, 27 Teşrinievvel 1938.
Alpay, Kadri, “Türkiye’nin Dev Sanayii Kuruluşu Sümerbank”, Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, C 14, S 154, Nisan 1975, s.30-32.
Ardel, Ahmet, “Cumhuriyet Devrinde Endüstri”, Türk Coğrafya Dergisi, S 3-4, 1943, s.316-351.
Atatürk Yolu Dergisi, C 1, S 2, 1988.
Avcıoğlu, Doğan, Türkiye’nin Düzeni (Dün-Bugün-Yarın), Tekin Yayınevi, İstanbul 1995.
Ayın Tarihi, S 36, 1-30 Sonteşrin 1936.
Aytemur, Janset Özen, Türkiye’de Yönetim Düşüncesinin Erken Dönemleri: Sümerbank (1930-1945), Libra Yayınları, İstanbul 2010.
Boratav, Korkut, Türkiye İktisat Tarihi 1908-1985, Gerçek Yayınevi, İstanbul 1985.
Boratav, Korkut, Türkiye’de Devletçilik, Savaş Yayınları, Ankara 1982.
Celâl Bayar Diyor Ki 1920-1950 Nutuk-Hitabe-Beyanat-Hasbıhal, Haz. Nazmi Sevgen, İstanbul Tan Matbaası, İstanbul 1951.
Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ekonomisi 1923-1978, Akbank, İstanbul 1980.
Cumhuriyet, 3 Şubat 1938.
Cumhuriyet’in 50. Yılında Sümerbank 1933-1973, Tisa Matbaacılık, Ankara 1973.
Çelebi, Işın, Türkiye’nin Dönüşüm Yılları, Alfa Yayınları, İstanbul 2012.
Dinçer, İbrahim, Sanayileşen Türkiye, Doğruluk Matbaası, İstanbul 1965.
DP 1954 Kalkınan Türkiye, Desen Matbaası, Ankara 1954.
Dünya, 12 Kasım 1953.
Endüstri, S 10, Haziran 1937.
Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C 32, S 45, 2018.
Erdoğan, Abdullah, Kapcı, Hikmet Zeki, “II. Dünya Savaşı Sürecinde Sümerbank”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C 32, S 45, 2018, s.83-108.
Eser, Uğur, Türkiye’de Sanayileşme, İmge Kitabevi, Ankara 1993.
Ete, Muhlis, Türkiye’de Devlet İşletmeciliği, Güney Matbaacılık, Ankara 1948.
Fen ve San’at, C 2, S 10, Haziran 1935.
Hâkimiyet-i Milliye, 21 Nisan 1933.
http://www.sumerholding.gov.tr/tr/kurumsal/sirket/tarihce.aspx, Erişim Tarihi: 10.02.2020.
Hükümetler ve Programları 1920-1960 I, Haz. Nuran Dağlı, Belma Aktürk, T.B.M.M. Basımevi, Ankara 1988.
İktisadî Yürüyüş, C 5, S 51-52-53, 18 Şubat 1942.
İktisadî Yürüyüş, S 61-62, 4 Temmuz 1942.
İktisat Vekâleti Raporlar I, Başvekâlet Matbaası, Ankara 1933.
İnan, Afet, “Atatürk’ün Adını Koyduğu Sümerbank”, Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, C 14, S 161, Kasım 1975, s.20-22.
Karma Ekonomi, Çeltüt Matbaacılık Kolektif Şirketi, İstanbul 1967.
Kayra, Cahit, 1923-1950 Devletçilik: Altın Yıllar, Tarihçi Kitabevi, İstanbul 2013.
Kepenek, Yakup, Yentürk, Nurhan, Türkiye Ekonomisi, Remzi Kitapevi, İstanbul 2004.
Kırbaşlı, Faik, 1920-1972 Döneminde Kalkınmada Öncelikli Yörelere İlişkin Hükümet Politikaları, T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı, Ankara 1973.
Koray, Hadi, “Feshane (Defterdar)mizin Kısa Bir Tarihçesi”, Feshane Aylık Mensucat Meslek Dergisi, S 1, Temmuz 1948, s.2-3.
Köksal, Bilge Aloba, İlkin, A. Râsih, Türkiye’de İktisadî Politikanın Gelişimi (1923-1973), Yapı ve Kredi Bankası A.Ş., İstanbul 1973.
Kurmuş, Orhan, Tekeli, İlhan, İlkin, Selim, Boratav, Korkut, Tüzün, Gürel, Börüban, Ahmet, Tarihsel Gelişimi İçinde Türkiye Sanayii, Makine Mühendisleri Odası, Ankara 1977.
Kurun, 13 İkincikânun 1935.
Kurun, 14 İkinciteşrin 1935.
Küçükerman, Önder, Anadolu’nun Geleneksel Halı ve Dokuma Sanatı İçinde Hereke Fabrikası - Saray’dan Hereke’ye Giden Yol, Sümerbank, İstanbul 1987.
Mensucat Meslek Dergisi, S 1, Ocak 1954.
Mühendis ve Makina, C 7, S 84, Temmuz 1964.
Öget, Hayri, “Atatürk’ün Ekonomi ve Endüstri Görüşü”, Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, C 1, S 5, Kasım 1961, s.14.
Özelmas, Ekrem, Devletçilik ve Türkiye’deki Tatbikatından Sümerbank, Sümerbank Yayınları, Ankara 1963.
Özmen, Selâhattin, Türkiye’de ve Dünyada Kit’lerin Özelleştirilmesi, Meter Matbaası, İstanbul 1987.
Sağlam, Dündar, Türkiye’de Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Yapısı ve Zarar Nedenleri, Kalite Matbaası, Ankara 1980.
Serin, Necdet, “Atatürk’ün İktisadî Politika Anlayışı”, Atatürk Yolu Dergisi, C 1, S 2, 1988, s.215-222.
Steinhaus, Kurt, Atatürk Devrimi Sosyolojisi, Çev. M. Akkaş, Sander Yayınları, İstanbul 1973.
Sümer Bank 1934 Senesi İdare Meclisi Raporu ve Bilanço, Ulus Matbaası, Ankara 1935.
Sümer Bank Dahilî Nizamnamesi, Başvekâlet Matbaası, Ankara 1934.
Sümer Bank Teftiş Heyeti Esas Talimatnamesi, Mehmet İhsan Matbaası, Ankara 1936.
Sümer Bank Umumî Muhaberat Nizamnamesi, Mehmet İhsan Matbaası, Ankara 1936.
Sümer Bank Üç Aylık Bülten, S 13, İkincikânun-Mart 1937.
Sümer, Nurullah Esat, “Milli Ekonominin Kemalleşmesi”, Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, C 14, S 161, Kasım 1975, s.23-25.
Sümer, Nurullah Esat, “İstikbâle Bakan Sümerbank”, Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, C 10, S 91, Ocak 1970, s.8-10.
Sümerbank 1945, Çituri Biraderler Matbaası, Ankara 1945.
Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, C 1, S 2, Ağustos 1961.
Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, C 1, S 5, Kasım 1961.
Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, C 10, S 90, Aralık 1969.
Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, C 10, S 91, Ocak 1970.
Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, C 10, S 97, Temmuz 1970.
Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, C 14, S 154, Nisan 1975.
Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, C 14, S 161, Kasım 1975.
Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, C 16, S 181, Temmuz 1977.
Sümerbank Genel Müdürlük Genelgeleri 1941 I, Selüloz Basımevi, İzmit 1948.
Sümerbank Genel Müdürlük Genelgeleri 1943 III, Selüloz Basımevi, İzmit 1948.
Sümerbank İplik ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi Satış Usulleri ve Fiat Teşekkülü Esaslarına Dair Yönetmelik, Sümerbank Genel Müdürlüğü, Ankara 1949.
Sümerbank İplik ve Dokuma Fabrikaları Müessesesi, K.B.İ. A.Ş., Ankara 1948.
Sümerbank İzmir Arsıulusal Panayırı 1-22 Eylül 936, İzmir 1936.
Sümerbank Üç Aylık Bülten, S 3, Temmuz-Eylül 1935.
Sümerbank ve Endüstrisi, Alâeddin Kıral Basımevi, Ankara 1938.
Sümerbank X uncu Yıl, Cumhuriyet Matbaası, İstanbul 1943.
T.C. Resmî Gazete, S 19619, 30 Ekim 1987.
T.C. Resmî Gazete, S 2424, 11 Haziran 1933.
T.C. Resmî Gazete, S 2752, 15 Temmuz 1934.
T.C. Resmî Gazete, S 3639, 24 Haziran 1937.
T.C. Resmî Gazete, S 3950, 4 Temmuz 1938.
T.C. Resmî Gazete, S 4258, 14 Temmuz 1939.
T.C. Resmî Gazete, S 4513, 20 Mayıs 1940.
T.C. Resmî Gazete, S 5139, 23 Haziran 1942.
T.C. Resmî Gazete, S 8670, 29 Mart 1954.
Taray, Sabahaddin, “İkinci Hedefimiz”, Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, C 1, S 2, Ağustos 1961, s.3.
TBMM Kanunlar Dergisi, C 12, 11 Haziran 1933.
TBMM Kanunlar Dergisi, C 13, 15 Temmuz 1934.
TBMM Kanunlar Dergisi, C 17, 15 Haziran 1937.
TBMM Kanunlar Dergisi, C 20, 10 Temmuz 1939.
Tekeli, İlhan, İlkin, Selim, Savaş Sonrası Ortamında 1947 Türkiye İktisadi Kalkınma Planı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara 1974.
Toprak, Zafer, Sümerbank, Creative Yayıncılık, İstanbul 1988.
Tural, M. Âkif, Atatürk Devrinde İktisadî Yapılaşma ve Celâl Bayar (1920-1938), Başbakanlık Basımevi, Ankara 1987.
Türk Coğrafya Dergisi, S 3-4, 1943.
Türk Ekonomisi, S 10, 15 Nisan 1944.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi (BCA), 030.18.01.02. / 37.44.6.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi (BCA), 030.01.00.00. / 109.688.9.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi (BCA), 030.10.00.00. / 138.985.10.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi (BCA), 030.10.00.00. / 138.986.5.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi (BCA), 030.18.01.02. / 37.50.19.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi (BCA), 490.01.00.00. / 1631.673.1.
Türkiye Ticaret Postası, 21 Nisan 1949.
Türkiye Ziraat Gazetesi, S 15, 15 Ağustos 1939.
Türkiye’de Pamuklu Tekstil Sanayiinin Tarihsel Gelişimi ve Bugünkü Durumu, Haz. Cavit Şentürk, Yaman Erdal, Oğuz Türkyılmaz, TMMOB, Ankara 1976.
Türkiye’de Sanayileşmenin Yeni Boyutları ve Kit’ler, Ed. Korkut Boratav, Ergün Türkcan, Taner Berksoy, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1993.
Ulus, 11 İlkkânun 1935.
Üner, Cemal, “Türkiye’nin Son 30 Yıllık Sınaî Gelişmesi”, Mühendis ve Makina, C 7, S 84, Temmuz 1964, s.2-28.
Yeni Asır, 14 Mayıs 1935.
Yülek, Ertan, “1933’den 1970’e Sümerbank”, Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, C 10, S 97, Temmuz 1970, s.47-51.