ISSN: 1011-727X
e-ISSN: 2667-5420

Yusuf Sarınay

Anahtar Kelimeler: Türkiye, Balkan ülkeleri, mübadele, göçler, göçmen, Ankara, iskan

Giriş

Osmanlı Devleti’nin savaşlarda yenilmesi ve toprak kaybetmesine paralel olarak başta Balkanlar olmak üzere kaybedilen yerlerde yaşayan Türk ve Müslümanlar, elde kalan bölgelere göç etmeye başlamıştır. Özellikle 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda Balkanlardan ve Kafkaslardan yoğun bir göç hareketi olmuştur. Osmanlı- Rus Savaşından sonra 1912-1913 yıllarında meydana gelen Balkan Savaşları; Osmanlı Devleti’nin yüzyıllardır anavatan olarak gördüğü Rumeli topraklarının büyük bir kısmını kaybederek Anadolu’ya çekilmesiyle sonuçlanmıştır. Balkan Savaşları Rumeli Türklüğü için sabrın, direncin ve tahammülün son sınırı olmuş, Türk ve Müslümanların büyük kitleler halinde Anadolu’ya göç etmesine yol açmıştır. Daha önceki tarihlerde gerçekleşen göçlerde Balkanlardaki yerleşim merkezleri göçmenler için bir sığınak oluştururken, Balkan yenilgisi sonucunda göçmenlerin tek sığınakları Anadolu toprakları olmuştur. Sonuçta Osmanlı-Rus ve Balkan Savaşları gibi felaketler neticesinde 1.500.000 civarında Türk ve Müslüman Osmanlı Devleti döneminde Anadolu ve Doğu Trakya’ya göç etmek zorunda kalmıştır.[1]

Balkanlardan Osmanlı Devletinin son zamanlarında hızlanan göç hareketleri, Cumhuriyetin ilk yıllarında yoğunluk kazanmış, müba-dele, serbest ve iskanlı göç ile zaman zaman da iltica şeklinde devam eden bu göçler günümüze kadar sürmüştür.

Bu çalışmada 1923-1990 yılları arasında Balkan ülkelerinden Türkiye'ye yapılan göçler genel esasları ile değerlendirildikten sonra Ankara'ya gelen Balkan göçmenlerinin sayısı, geldikleri ülkeler ile Ankara'da iskân edildikleri yerleşim birimleri, kendilerine tahsis edilen bina, tarla, bağ ve bahçelerin miktarı ve bölgenin sosyo-ekonomik yapısına etkileri değerlendirilecektir.

BALKAN ÜLKELERİNDEN TÜRKİYE’YE GÖÇLER

Osmanlı Devleti'nin tarihi mirası üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti pek çok açıdan olduğu gibi, göç meselesini de Osmanlı'dan devralmak zorunda kalmıştır. Nitekim cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte Türkiye'ye göçler başlamıştır. Bu göçmenlerin ezici bir çoğunluğunu Türkiye'yi anavatan olarak gören Balkan ülkelerinden gelen Türkler oluşturmaktadır.

a) Yunanistan

Cumhuriyet döneminde ilk ve en yoğun göç; Lozan'da Türkiye ile Yunanistan arasında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan “Türk ve Rum Ahali Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol”[2] çerçevesinde yapılan zorunlu mübadele ile gerçekleşmiştir. On dokuz madde ve bir protokolden oluşan bu sözleşmeye göre; Türkiye'deki Ortodoks Rumlar ile Yunanistan'daki Müslümanlar 1 Mayıs 1923 tarihinden itibaren zorunlu mübadeleye tabi tutulacaktı. Ancak sözleşmenin ikinci maddesi ile İstanbul Rumları ve Batı Trakya Türkleri mübadele kapsamı dışında tutulmuştur. Üçüncü madde ile 18 Ekim 1912 tarihinden sonra göç edenler veya göç etmesi gerekenler göçmen olarak nitelendirilerek mübadele kapsamına alınmıştır. Ayrıca, mübadele edileceklere hiçbir engel çıkarılmayacak her iki toplumun mülkiyet haklarına hiçbir zarar verilmeyecekti.

Ancak mübadelenin uygulanmasında bazı gerginlikler yaşanmıştır. Çünkü daha mübadele uygulamasını beklemeden Yunanistan’da Türklerin elindeki emlaklara el koymalar ve kısa zamanda ülkeyi terk etmeleri için baskılar yapılmaya başlanmıştır. Bu baskılar Türk Kamuoyu ve TBMM’nde sert tepkilerle karşılanmıştır[3]. Yunanistan’ın tavrı Türkiye’nin göçmenleri getirme işinde hızlı davranması gerektiğini ortaya koymuştur. Bu sebeple Türkiye göçmenlerin nakli, barınma ve beslenme sorunları ile iskân edilecek yerleri planlamak ve uygulamak amacı ile 13 Ekim 1923 tarihinde Mübadele, İmar ve İskân Vekâletini kurmuş[4]; 8 Kasım 1923 tarihinde de Mübadele, İmar ve İskân Kanunu çıkarmıştır[5]. Ayrıca, Türkiye’ye gelecek mübadillerin çiftçi, bağcı, tütüncü ve zeytinci gibi meslek gruplarına bağlı olarak gelecekleri ve yerleştirilecekleri yerler ana hatları ile planlanmıştır. Bu planlamaya göre göçmen sayısı 395.000 olarak tahmin edilmekteydi[6].

Sözleşme gereği Muhtelif Mübadele Komisyonu’nun kurulmasına paralel olarak Kasım 1923’de karşılıklı olarak mübadele işlemlerine başlamıştır. Mübadele’nin ilk bir yılında Türkiye’ye 370.000 Türk getirilmiştir[7]. 1925 yılının ortalarına kadar devam eden mübadele sonucu Türkiye’ye 456.720 göçmen gelmiştir[8]. Bu rakama mübadele edilmeyi beklemeden sığınmacı olarak Türkiye’ye gelen 50.000’e yakın göçmeni de eklersek Türkiye’ye gelen göçmenlerin sayısının 500.000’e ulaştığı söylenebilir[9]. Buna karşılık mübadeleden önce ve mübadele sonrası Yunanistan’a giden Ortodoksların sayısı 1.104.206 kişidir[10].

Türkiye’ye mübadele ile gelen göçmenler önceden belirlenen iskan bölgelerindeki emval-i metrukelere yerleştirilmiş, bunların kafi gelmediği yerlerde yeni köyler kurulmuştur. Ayrıca mübadillerin kısa zamanda üretici hale getirilmesi amacıyla ailelere tarla, tütün arazisi, bağ, bahçe, zeytinlik ve portakallık gibi arazi tahsisleri de yapılmıştır[11].

Bu arada mübadele sözleşmesinin ikinci maddesinde geçen “etablis” kavramının taraflarca farklı yorumlanmasından kaynaklanan sorunlar sebebiyle Türk-Yunan ilişkileri oldukça gerginleşmiştir[12]. Bu dönemde Yunan hükümeti mübadele dışında tutulan Batı Trakya’daki Türklerin arazi ve evlerine el koyarak buralara Türkiye’den gelen mübadil Rumları yerleştirmeye başlamıştır[13]. Yunan baskıları üzerine Batı Trakya Türklerinde de göç eğilimi başlamıştır. Bunun üzerine; Bakanlar Kurulu 4 Kasım 1923 tarihinde yaptığı toplantıda; “... Garbi Trakya Müslümanlarının mahallerinde kalmaları katiyen mültezem olduğuna ve bunun temini için hatta mezalimden kaçıp gelenlerin bile memleketimiz dahiline kabul edilmemeleri” kararını almıştır[14]. Ancak bu karardan önce Yunanistan ve Bulgaristan’ın baskı ve zulmünden dolayı iltica edenler ile Batı Trakya’da Türkiye lehine faaliyet gösterdiklerinden dolayı “Milas” adasına sürülen esir değişimi ile Türkiye’ye gelen aile reislerinin Batı Trakya’da kalan aile fertlerinin Yunanistan’da bırakılması uygun görülmediğinden 7 Aralık 1925 tarihinde yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında bunların Türkiye’ye getirilmelerine karar verilmiştir[15]. Ayrıca Bulgaristan tarafından yapılan baskılar sebebiyle yurtlarında barınamayacak derecede perişan bir halde kalan Bulgaristan’ın Batı Trakya aksamında yaşayan Müslümanların da Türkiye’ye göçlerine Bakanlar Kurulu’nun 20 Mart 1927 tarihli toplantısında karar verilmiştir[16]. Ancak Yunan yönetiminin baskı ve zulüm politikasının daha sonraki yıllarda devam etmesi sebebiyle Batı Trakya’dan Türkiye’ye göçler devam etmiştir. Bu çerçevede 1960 yılına kadar 23.788 göçmen Türkiye’ye gelmiştir. 1960-1980 yılları arasında iltica veya Türkiye’de ikamet etmekte iken Yunan yönetimi tarafından vatandaşlıktan atıldıkları için Türkiye’de “haymatlos” olarak kalan Batı Trakya Türkünün 20.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. 12 Eylül 1980 Askeri Yönetimi döneminde Haymatlos olarak Türkiye’de yaşayan 8.000 civarındaki Batı Trakya Türkü vatandaşlığa alınmıştır. 1980’den sonra da Batı Trakya’dan 200 civarında iltica olmuş, birkaç bin de Türkiye’de pasaportla ikamet ederken Yunanistan tarafından vatandaşlıktan atılanlar olmuştur[17]. Sonuç olarak, 1923-1990 yılları arasında Yunanistan’dan mübadil, göçmen ve iltica şeklinde Türkiye’ye gelen göçmenlerin sayısının 550.000 civarında olduğunu söylemek mümkündür.

b) Bulgaristan

Osmanlı döneminde olduğu gibi, Cumhuriyet döneminde de Bulgaristan’dan Türkiye’ye göçler devam etmiştir. Türkiye’de Cumhuriyetin ilan edildiği 1923 yılından itibaren Bulgaristan Türkler üzerindeki baskıları artırmış, Türkler de Anavatan'a göç etmeye başlamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında meydana gelen bu göçü düzenlemek amacıyla 18 Ekim 1925 tarihinde Ankara'da Türk-Bulgar İkamet Sözleşmesi imzalanmıştır[18]. Bu sözleşmeye göre; Bulgaristan'da yaşayan Türklerin isteğe bağlı göçlerine engel olunmayacak, göçmenler taşınabilen mal ve hayvanlarını beraberlerinde getirebileceklerdi. Ayrıca taşınmaz mallarını da serbestçe satabileceklerdi. Bu anlaşma ile beraber Bulgaristan'dan Türkiye'ye yapılan göçler belirli bir düzene girmiş, yılda ortalama 10.000 kişi göç etmiştir. 19231933 yılları arasında Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelen göçmenlerin sayısı 101.507 olmuş, Bulgaristan'da 1934'ten itibaren Kral Boris'in diktatörlüğü döneminde Türkiye'ye yönelik göçlerin yıllık oranı 1935 ve 1938'de 20.000'i aşmıştır[19]. 1939 yılına kadar göçmen sayısı 198.688 kişiyi bulmuştur[20].

1930'ların başından itibaren Bulgaristan'ın yanı sıra Romanya ve Yugoslavya'dan da göçlerin artması üzerine Türkiye; 14 Haziran 1934 tarihinde göçmenlerin kabul ve iskanlarını düzenlemek amacıyla iskan kanunu çıkarmıştır[21].

İkinci Dünya Savaşı ve savaşı takip eden yıllarda Bulgaristan'ın yurt dışına çıkışları büyük oranda yasaklaması ve Türklere göç için pasaport vermemesi sebebiyle Türkiye'ye göçler oldukça azalmıştır. Nitekim 1940-1949 yılları arasında Türkiye'ye 21.353 Bulgaristan Türkü göç etmiştir[22].

Bulgaristan'da 1944 yılında komünist rejimin iktidara gelmesiyle Türkler üzerinde baskılar artmıştır. Bu durum Bulgaristan'daki Türklerin Türkiye’ye göç arzularını büsbütün kamçılamıştır. Nitekim 1950 yılına girildiği zaman Türk azınlığı, bir taraftan Bulgar makamlarından pasaport talep ederken, diğer yandan Türkiye’ye göç için Cumhurbaşkanı İnönü’ye, Bulgaristan’daki Türk temsilciliklerine mektup ve dilekçeler göndererek kendilerinin Türkiye’ye kabul edilmelerini talep ederek, her iki devleti göç konusunda zorlamaya başlamışlardır[23]. 10 Ağustos 1950 tarihinde Türkiye’ye bir nota veren Bulgaristan Türkiye’ye göç etmek isteyen 250.000 Türkün üç ay içinde Türkiye’ye kabul edilmesini istemiştir. Bulgaristan’la anlaşarak yıllık belli kontenjanlara ve programa göre Bulgaristan Türklerini ülkesine almak isteyen Türkiye, Bulgaristan’a verdiği karşı notada Türk azınlığın göçü konusunu 1925 tarihli ikamet sözleşmesi çerçevesinde müzakere edebileceğini belirtmiştir[24]. Karşılıklı nota alışverişlerinin yaşandığı, Türk-Bulgar ilişkilerinin bu sıkıntılı döneminde 1950-1951 yıllarında Türkiye’ye 154.393 Türk göç etmiştir[25].

Bu göç olayından sonra Bulgaristan Türkiye’ye göç etmeyi yasaklamış, ancak 22 Mart 1968 tarihinde iki ülke arasında imzalanan “Yakın Akraba Göçü Antlaşması” ile göçler tekrar başlamıştır. 1979 yılına kadar Türkiye’ye 130.000 göçmen gelmiştir[26].

Yüzyıl süren göçlere rağmen Bulgaristan’da Türk nüfusunun varlığını devam ettirmesi üzerine, ülkesindeki Türk azınlığı bir tehdit olarak gören Bulgar yönetimi; 1984 yılından itibaren “İsim Değiştirme ve Bulgarlaştırma” kampanyası ile Türk azınlığı toptan yok etmeyi amaçlayan bir baskı ve asimilasyon kampanyası başlatmışlardır. Bu kampanyada; zorla Türk adları Bulgar adı ile değiştiriliyor, Türklerin benlikleri siliniyor, hatta mezarlıklar dahi yıkılıyor, direnen Türkler öldürülüyordu[27]. Bu durum karşısında Türkler Bulgaristan’a sorunun görüşmeler yoluyla çözülmesini ve bu amaçla bir göç antlaşması imzalanabileceğim bildirdi. 1989 yılına kadar Türkiye’nin teklifini reddeden Bulgaristan 1989 yılında Türk azınlığı topluca göçe zorlamıştır[28]. Mayıs 1989 tarihinde başlayan bu göçle Mayıs 1990’a kadar yani bir yıl içinde Türkiye’ye 345.960 Türk göç etmek zorunda kalmıştır. Bu göçmenlerin 133.272’si Todor Jivkov’un istifa etmesi üzerine Bulgaristan’daki haklarını tekrar elde etmek amacıyla geri dönmüş, 212.698’i Türkiye’de kalmıştır[29]. Ancak Bulgaristan’da 1999-2002 yıllarında yapılan düzenlemelerle Türkiye’ye göç eden Bulgaristan doğumlu kişilere tekrar vatandaşlık hakkı verilmiştir[30]. 1923-1990 yılları arasında Bulgaristan’dan Türkiye’ye gelen Türk göçmenlerin sayısı 717.122’dir[31].

c) Yugoslavya

Cumhuriyet döneminde Türkiye’ye yoğun göçlerin olduğu bir diğer ülke de Yugoslavya olmuştur. Mali, sosyal, dini ve milli sebeplerle[32] Yugoslavya’dan yapılan göçlerin büyük çoğunluğunun serbest göçmen olması sebebiyle devlet yardımının çok az yapılması ve göçlerin Türk kamuoyunda yeterince ilgi görmemesi sebebiyle Şerafettin Yücelden bu göçleri “Yugoslavya’dan Sessiz Türk Göçü” olarak adlandırmaktadır[33].

1923-1933 yılları arasında Yugoslavya’dan 108.179 serbest göçmen gelmiştir[34]. İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında göçün yönetim tarafından yasaklanması sebebiyle göçler oldukça azalmış, 1934-1949 yılları arasında 3.139 kişi gelmiştir[35].

1950’li yıllardan itibaren Yugoslavya’dan tekrar serbest göçmen gelmeye başlamıştır. 1952 yılında başlayan ve giderek artan bir yoğunlukta devam eden bu göçlerde tamamı serbest göçmen olmak üzere 1950-1958 yılları arasında 104.373 olan göçmen sayısı[36] 1967 yılına kadar 175.392’ye ulaşmıştır[37].

Yugoslavya’dan göçlerin 1967 yılından sonra da devam ettiğini belirten Yusuf Hamza’ya göre 1952-1975 yılları arasında yaklaşık 296.000 kişi Türkiye’ye göç etmiş, 1990’ların ortalarında bu sayı 350.000’e ulaşmıştır[38]. Bu rakamlara göre 1923-1975 yılları arasında Türkiye’ye gelen Yugoslavya göçmenlerinin sayısı 407.318 olmakta, 1990’ların ortalarına kadar 461.318’i bulmaktadır. Halit Eren de 1967 yılından itibaren göçlerin peyderpey devam ettiğini Cumhuriyet döneminde Yugoslavya’dan gelen toplam göçmen sayısının 500.000’i geçtiğini belirtmektedir[39].

Yugoslavya’nın parçalanmasından sonra Makedonya, Kosova ve Bosna-Hersek’te meydana gelen olaylar sebebiyle Türkiye’ye göçler devam etmiştir.

d) Romanya

Cumhuriyet döneminde Romanya’dan da önemli miktarda göçler olmuştur. Romanya’dan ilk göç dalgası 1923-1938 yılları arasında gerçekleşmiş, bu dönemde 75.771 iskanlı, 38.009 serbest olmak üzere toplam 113.710 Türk Türkiye’ye göç etmiştir. Bu göçmenlerin 61.570’i 4 Eylül 1936 yılında Türkiye ile Romanya arasında imzalanan Dobruca’daki Türk ahalinin Türkiye’ye göçmesini düzenleyen anlaşma çerçevesinde gelmişlerdir. Bu anlaşmaya göre; Dobruca’da yaşayan Türkler beş yıl içinde Türkiye’ye tamamen göçürülmüş olacaktı. Ancak yaklaşan İkinci Dünya Savaşı sebebiyle anlaşma tam olarak uygulanamamıştır[40]. Romanya’dan 1939-1960 yılları arasında 3.576’sı iskanlı, 4.055’i serbest olmak üzere 7.631 göçmen gelmiştir. Böylece Romanya’dan Türkiye’ye gelen göçmenlerin sayısı 121.341’e ulaşmıştır[41].

ANKARA’YA YERLEŞTİRİLEN BALKAN GÖÇMENLERİ (1923-1990)

Cumhuriyet döneminde mübadele, serbest ve iskanlı göçmen ile zaman zaman da iltica etmek suretiyle Balkan ülkelerinden Türkiye’ye 1.750.000 civarında göçmen gelmiştir[42]. Bu göçmenlerin 1.204.205’i 1923-1960 yılları arasında gelmiştir[43]. Geriye kalan 344.000 göçmen ise 1961-1990 yılları arasında Türkiye’ye gelmiş olup, çoğunluğunu (212.688 kişi) 1989 göçü ile Bulgaristan’dan gelen Türkler oluşturmaktadır.

Misak-ı Milli sınırları içinde homojen bir millet oluşturmayı amaçlayan Türkiye; nüfus yoğunluğunu artırmada bu göçleri politik bir metod olarak teşvik dahi etmiştir[44].

Böyle bir anlayış içinde hareket eden Türkiye, başta mübadele olmak üzere, ülkemize gelen göçmenlerin yerleştirilmelerinde belirli bir iskan politikası tespit etmiştir. İskan politikasının belirlenmesinde öncelikle, mübadele ile Türkiye’yi terk eden Rumların hatta Ermenilerin geride bırakmış oldukları emval-i metrukenin yoğun olarak bulunduğu bölgeler göçmenlerin yerleşim alanlarının tespitinde esas alınmıştır. Nitekim Mübadele, İmar ve İskan Vekaleti 1923 yılında bütün vilayetlere yazı yazarak; “a. Mıntıkada ne tür tarımla uğraşılmaktadır? b. Ne kadar emval-i metruke vardır? c. Kaç emval-i metruke hanesi boştur? Ne kadarı boşaltılabilir? d. Emval-i metruke arazisinin miktarı nedir?” şeklindeki sorulara cevap verilmesini istemiştir[45]. Bu sorulara verilen cevaplar çerçevesinde mübadil göçmenlerin iskan edilecekleri yerler ana hatları ile planlanmıştır. Bu planlamada esas konumunu teşkil eden Ankara vilayeti yer almamaktadır[46]. Diğer taraftan göçmenlerin geldikleri iklim ve arazi şartları ile Trakya vilayetlerinin nüfus yoğunluğunun artırılmasının stratejik açıdan uygun görülmesi ihtimali de iskan politikasının belirlenmesinde etkili olan diğer faktörler olmuştur.

Yukarıda belirtilen faktörlere bağlı olarak belirlenen iskan politikası çerçevesinde 1923-1960 yılları arasında ülkemize gelen mübadil ve göçmenlerin büyük bir bölümünün Trakya, Marmara ve Ege bölgesine yerleştirildikleri görülmektedir. En çok göçmen yerleştirilen vilayetler Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, İstanbul, İzmir, Bursa, Balıkesir, Kocaeli, Samsun, Çanakkale, Manisa olmuştur[47].

1923-1960 yılları arasında Ankara'nın da dahil olduğu İç Anadolu bölgesine 130.000 civarında göçmen yerleştirilmiştir. İç Anadolu Bölgesi'nde en çok göçmen alan yerler Niğde, Kayseri, Çorum, Konya, Yozgat, Sivas ve Eskişehir vilayetleridir[48]. İklim ve tabiat şartları bakımından göçmenlerin geldikleri bölgelere çok fazla benzemeyen bu vilayetlerin seçiminde; Niğde, Kayseri, Konya gibi yerlerden mübadele ile Yunanistan'a Ortodoksların gitmesi[49] ayrıca Sivas, Kayseri ve Yozgat'tan tehcir sonucu Ermenilerin ayrılmış olması ve bu bölgelerdeki tarıma elverişli arazilerin bulunmasının rol oynamış olabileceği değerlendirilmektedir.

Milli Mücadele'nin merkezi olan ve 13 Ekim 1923 tarihinde Başkent ilan edilen Ankara'ya 1923-1960 yılları arasında iskan edilen Balkan göçmenlerinin sayısı ve geldikleri ülkeler şöyledir:

Ankara Vilayetinde İskan Edilen Balkan Göçmenleri (1923 - I960)[50]


1923-1960 yılları arasında Balkan ülkelerinden Türkiye’ye 1.204.205 göçmen gelmiş olmasına rağmen, yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı gibi aynı dönemde Ankara’da 11.701 Balkan göçmeni iskan edilmiştir[51]. Bunun genel göçe oranı % 0.9’dur. Başkent olması sebebiyle gerek kamu kurumlarının kurulması, gerekse yoğun bir iç göç alarak Cumhuriyet döneminde hızla büyüyen Ankara'ya Balkan ülkelerinden gelen göçmenlerin oldukça düşük oranda iskan edildikleri görülmektedir. Bu durumu Cumhuriyetin ilk dönemlerinden itibaren, devletin Balkan göçmenlerine yönelik iskan politikasını belirlerken Ankara'nın ilk tercihler arasında yer almamasıyla da izah etmek mümkündür. Nitekim Cumhuriyet döneminde ilk büyük göçün yaşandığı Türk-Yunan mübadelesi ile Türkiye ye gelen göçmenlerin iskan edilecekleri yerler önceden planlanmıştır. Bu planlamada Ankara yer almamaktadır[52]. Ankara'nın tercih edilmemesinde bu vilayetimizden mübadeleyle Yunanistan'a göç eden Rum-Ortodoksların bulunmamasının[53] yanı sıra iklim ve tabiat şartları rol oynamış olabilir. Bununla beraber mübadil göçmenlerin iskan işleri planlandığı gibi gerçekleştirilememiş, uygulamada bazı sapmalar olmuştur. Bu çerçevede Ankara'ya da Yunanistan'dan gelen mübadillerden 925 kişi yerleştirilmiştir[54].

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren Balkan göçmenlerinin çoğunluğunun Trakya bölgesine yerleştirilmesi sebebiyle bölgeye yeni göçmen yerleştirilmesinin halkın sıkıntısını artıracağı gerekçesi ile Bakanlar Kurulu 29 Ocak 1936 tarihinde; “yeniden gelecek olan 25 bin kadar göçmenin Ankara, Yozgat, Kayseri, Niğde, Konya ve Adana vilayetlerinin muhtelif kazalarında tesbit edilmekte olan boş topraklarda yerleştirilmeleri” için bir kararname çıkarmıştır[55]. Ancak uygulamada bu göçmenlerin de çoğunluğu başka vilayetlere kaydırılmıştır[56]. Yukarıda belirtildiği gibi, Bulgaristan ve Romanya'dan ülkemize yoğun göçlerin yaşandığı 1936-1938 döneminde, Ankara’ya sadece Romanya’dan gelen 433 kişi yerleştirilmiştir. Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı gibi, Ankara’ya en yoğun göçmen 1950-1951 yıllarında Bulgaristan’dan gelmiştir. 1923-1960 yılları arasında Ankara’ya iskan edilen 11.701 Balkan göçmeninin büyük çoğunluğunu da 7.795 kişi ile Bulgaristan’dan gelen Türkler oluşturmaktadır.

Ankara Vilayetinde İskan Edilen Balkan Göçmenleri (1961 - 1990)[57]

1961-1990 yılları arasında ise Balkan ülkelerinden Türkiye’ye 344.000 göçmen gelmiştir. Yukarıdaki tabloya göre bu göçmenlerin ancak 8784’ü Ankara’ya iskan edilmiş olup, bunun aynı dönemdeki genel göçe oranı %2.5’dir. Bu dönemde de Ankara’ya en yoğun göçmen 1989 zorunlu göçü ile Bulgaristan’dan gelmiştir. 1989 zorunlu göçü ile Bulgaristan’dan gelerek Ankara’ya yerleştirilen Türklerin sayısı 6488 kişidir[58].

1923-1990 yılları arasında Ankara’da iskan edilen Balkan göçmenlerinin toplam aile sayısı 5.792, nüfus sayısı ise 20.691’dir. Bu sayı aynı dönemde Türkiye’ye gelen Balkan göçmenlerinin sayısının %1.18’ine tekabül etmektedir. Diğer taraftan 1923-1990 yılları arasında Ankara’da iskan edilen Balkan göçmenlerinin (14.437 kişi) %79’unu Bulgaristan Türkleri oluşturmaktadır. Bu ülkeyi 4.516 kişi ile Yugoslavya göçmenleri takip etmekte, Yunanistan 1014 kişi ile üçüncü sırada yer almaktadır. Son sırada ise 724 kişi ile Romanya göçmenleri bulunmaktadır.

1923-1990 yılları arasında Ankara’da iskan edilen Balkan göçmenlerinin sayısı mevcut iskan defterleri esas alınarak tespit edilmiştir. Ancak, Ankara’nın başkent olmasından dolayı kamu kurumlarında işe girerek veya iskan edildikleri vilayetlerden daha sonra farklı sebeplerle Ankara’ya taşınan veya ayrılan göçmenlerin de olabileceği dikkate alınırsa mevcut göçmen sayısının değişebileceği değerlendirilmektedir.

GÖÇMENLERİN İSKAN EDİLDİKLERİ YERLEŞİM BİRİMLERİ VE YAPILAN YARDIMLAR

Devlet, Türkiye genelinde olduğu gibi Ankara’ya gelen göçmenlerin de bir an önce kalıcı olarak iskan edilmeleri ve üretici duruma geçmelerini sağlamak amacıyla gerekli yardımları yapmıştır. Göçmenler özellikle geldikleri yerlerin iklim ve yaşam şartları ile önceki meslekleri dikkate alınarak iskan edilmişlerdir. Bu çerçevede Balkan göçmenlerinin geldikleri ülkeler ve Ankara vilayetinde[59] iskan edildikleri ilçe, bucak ve köyler ile kendilerine tahsis edilen ev, arsa, dükkan, tarla, bağ ve bahçelerin dağılımı şöyledir.

a) Bağlum Bucağına Yerleştirilen Göçmenler[60]

Bağlum bucağına yerleştirilen 11 aileye 883 dekar tarla, 1 aileye 14 dekar bağ, 13 aileye 4898 metrekare arsa; 3500 kg tohumluk buğday, 12400 lira ev parası yardımı yapılmış, 16950 lira kredi desteği sağlanmıştır.

b) Bala İlçesine Yerleştirilen Göçmenler [61]

Ailelere 44 adet ev, 22 dekar arsa, 5813 dekar tarla, 34 adet hayvan, 31850 kg buğday, 54200 lira para yardımı yapılmıştır.

c) Beypazarı ilçesine Yerleştirilen Göçmenler[62]

İlçeye yerleştirilen göçmenlere 33 adet ev, 2799 dekar arazi, 96900 lira para yardımı yapılmıştır.

d) Çankaya İlçesine Yerleştirilen Göçmenler[63]

53 aileye; 41 adet ev, 27017 metrekare arsa, 2703 dekar arazi ve
343.5 lira para yardımı yapılmıştır.

e) Çubuk İlçesine Yerleştirilen Göçmenler[64]

Ailelere 51 adet ev, 2991 metrekare arsa, 373,7 dekar tarla, 119 adet hayvan, 55 adet zirâî alet, 15200 kg tohumluk buğday, 1189,50 lira para yardımı yapılmıştır.

f) Etimesgut İlçesine Yerleştirilen Göçmenler[65]

Etimesgut ilçesinde göçmen ailelere toplam 17821 dönüm arazi ve 50 adet ev, 10000 kg tohumluk buğday, 554,25 metrekare dükkan arsası, 44800 lira ev parası yardımı yapılmış, 46905 lira kredi desteği sağlanmıştır.

g) Haymana İlçesine Yerleştirilen Göçmenler[66]

343 adet ev, 162 dekar arsa, 64000 dekar tarla, 642 adet hayvan, 328304 lira para yardımı yapılmıştır. Bulgaristan göçmenlerinin yerleştirildiği Devecipınarı müstakil yeni bir köy olarak kurulmuştur.

h) Kazan'a Yerleştirilen Göçmenler[67]

643 dekar tarla, 12.940 metrekare arsa, 6500 kg. tohumluk buğday, 15645 lira ev parası yardımı yapılmış, 9480 lira kredi desteği sağlanmıştır.

i) Keçiören Bucağına Yerleştirilen Göçmenler[68]

Keçiören’de toplam 285 dekar arazi, 3360 metrekare arsa 2500 lira ev parası yardımı yapılmış ve 3775 lira kredi desteği sağlanmıştır.

j) Kırıkkale İlçesine Yerleştirilen Göçmenler[69]

Kırıkkale iskan defterinde, yapılan yardımlarla ilgili herhangi bir
kayda rastlanmamıştır.

k) Kızılcahamam İlçesine Yerleştirilen Göçmenler[70]

Ailelere 45 ev, 17689 metrekare arsa, 400 dekar tarla, 169 adet hayvan, 400 adet zirâî alet, 10550 kg tohumluk buğday ve 598 lira para yardımı yapılmıştır.

l) Nallıhan İlçesine Yerleştirilen Göçmenler[71]

İlçeye yerleştirilen ailelere 34 adet ev[72], 818.849 metrekare arazi, 278 adet hayvan, 8000 kg buğday, 96000 lira banka kredisi yardımı yapılmıştır.

m) Polatlı İlçesine Yerleştirilen Göçmenler[73]

Ailelere 6 adet ev, 132 dekar arsa, 43 312 dekar tarla, 168 dekar bağ, 281 adet hayvan, 106538 kg tohumluk buğday, 617910 lira para yardımı yapılmıştır.

n) Diğer İlçelere Yerleştirilen Göçmenler ( 1950 - 1951 )[74]

Ayaş, Kalecik, Keskin, Şereflikoçhisar ilçeleriyle ilgili iskan kayıtlarında bağımsız defterler bulunmamaktadır. Yalnızca 26 numaralı iskan kayıt ve sevk defterinde yer alan kayıtlardan bu ilçelere gönderilen göçmen aileler ve nüfusları hakkında bilgi edinilebilmektedir. Ancak göçmenlerden ne kadarının bu ilçelere yerleştirildikleri, ayrılarak başka yerlere geçenlerin olup olmadığı hakkında net bilgiler bulunmamaktadır.

Çeşitli sebeplerle terk etmek zorunda kaldıkları yerlerdeki işini, malını ve mülkünü bırakarak gelen Balkan göçmenleri Ankara vilayetindeki değişik yerleşim birimlerine iskan edilirken devlet tarafından imkanlar ölçüsünde kendilerine çeşitli yardımlar da yapılmıştır. Ev, arsa, dükkan, tarla, bağ, bahçe, tohumluk ve para olarak yukarıda miktarları verilen bu yardımlar sayesinde göçmenler kısa zamanda üretici duruma getirilmişlerdir. Böylece Türkiye genelinde olduğu gibi Ankara vilayetinde de üretici olarak dahil oldukları Türk toplumunun sosyo-ekonomik yapısını güçlendirerek yeni bir dinamizm kazandırmışlardır.

SONUÇ

Osmanlı devletinin tarihi mirası üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti bir çok açıdan olduğu gibi, göç meselesini de Osmanlı’dan devralmak zorunda kalmıştır. Nitekim Cumhuriyetin kurulması ile birlikte Türk-Yunan mübadelesi ile yoğunlaşan göçler çeşitli aralıklarla günümüze kadar devam etmiştir. Bu göçmenlerin ezici bir çoğunluğunu Türkiye’yi anavatan olarak gören Balkan ülkelerinden gelen Türkler oluşturmaktadır. Nitekim Cumhuriyet döneminde 1923-1990 yılları arasında Balkan ülkeleri olan Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya ve Romanya’dan Türkiye’ye 1.750.000 civarında göçmen gelmiştir.

1923-1990 yılları arasında Balkan ülkelerinden Türkiye’ye gelen göçmenlerin 20.691’i Ankara’da iskan edilmiştir. Bu sayı Türkiye’ye gelen Balkan göçmenlerinin %1.18’ine tekabül etmektedir. Ankara’da iskan edilen Balkan göçmenlerinin %79’unu Bulgaristan’dan gelen Türkler oluşturmaktadır. Bu ülkeyi sırasıyla Yugoslavya, Yunanistan ve Romanya’dan gelen göçmenler takip etmektedir. Bu rakamlar Başkent olması sebebiyle Cumhuriyet döneminde hızla büyüyen Ankara’ya Balkan ülkelerinden gelen göçmenlerin oldukça düşük oranda iskan edildiklerini göstermektedir. Balkan göçmenleri Ankara’da iskan edilirken Türkiye genelinde olduğu gibi kendilerine çeşitli yardımlar yapılarak kısa zamanda üretici hale getirilmişlerdir.

Kaynaklar

  1. Geniş bilgi için bkz. Nedim İpek. Rumeli’den Anadolu’ya Türk Göçleri (1877-1890), Türk Tarih Kurumu Yay. Ankara, 1994; Ahmet Halaçoğlu, Balkan Harbi Sırasında Rumeli’den Türk Göçleri (1912-1913), Türk Tarih Kurumu Yay. Ankara, 1994; Justin Mc. Carthy, Ölüm ve Sürgün: Osmanlı Müslümanlarına Karşı Yürütülen Ulus Olarak Temizleme İşlemi (1821-1922) Çev. : Bilge Umar, İnkılap Yay. İstanbul, 1998; H. Yıldırım Ağanoğlu, Osmanlı’dan Cumhuriyete Balkanların Makûs Talihi Göç, Kum Saati Yay. İstanbul, 2001. ss. 1-272; Bilal N. Şimşir Rumeliden Türk Göçleri, C.I-III, TTK Yayınları, Ankara, 1989; Musa Gürbüz-Ayşe Özkan “Bosna-Hersek’ten Anadolu’ya Göçler” Uluslararası Suçlar ve Tarih Dergisi, Sayı:2 (2006), s.151-187.
  2. Metin için bkz. İsmail Soysal; Türkiye’nin Siyasal Antlaşmaları (1920-1945) C.I. Ankara, 1983. S. 177-183
  3. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde yapılan mitinglerde ve TBMM’nde aynı baskının Türkiye’deki Rumlara da uygulanması gündeme gelmiştir. Kemal Arı, Büyük Mübadele, Türkiye’ye Zorunlu Göç (1923-1925) İstanbul, 1995. S. 21-22.
  4. Resmi Ceride, Sene: 1 Sayı: 35 (18 Ekim 1923)
  5. Düstur, III. Tertip. C.5 S. 407-410
  6. Ayrıca göçmenlerin iaşeleri, misafir edilmeleri, sevk ve iskânları hakkında talimatnameler de hazırlanmıştır. Geniş bilgi için bkz. İskân Tarihçesi, Hamit Matbaası, İstanbul, 1932. s.18; Arı; a.g.e. s.52-53.
  7. Arı; a.g.e. s.91-92.
  8. Arı; a.g.e. s.92.
  9. Arı; a.g.e. s.92; Geray, Mübadillerin sayısını 384.000 olarak vermektedir. Cevat Geray, Türkiye’den ve Türkiye’ye Göçler ve Göçmenlerin İskânı, (1923-1961), Ankara, 1961. s.11; İskân Tarihçesi, s.137’de mübadil sayısı 499.239 olarak verilmektedir.
  10. Stephen P. Ladas, the Exchange of Minorities of Bulgaria, Greece and Turkey, New York, 1932. s. 644’den naklen Murat Hatipoğlu, Yakın Tarihinde Türkiye ve Yunanistan (1923-1954) Ankara, 1997, s. 326.
  11. Arı, a.g.e. s. 130-142; Geray, a.g.e. Ek Tablo: 5; Başlangıçta gayri mübadil olarak gelen göçmenlere borçlanma karşılığı mal verilirken, “bir hayli nüfusa muhtaç olan memleketimize ecnebi diyarlardan gelmiş olanlar hakkında... muafiyet temini hudutlarımız haricinde kalanların iltihakını teşvik ve tesri noktasından faideli olacağı.” gerekçesiyle onlara da bedelsiz emval verilmiştir. İskan Tarihçesi, s. 128-129, 137.
  12. Geniş bilgi için bkz. Yusuf Sarınay, “Türk-Yunan İlişkilerinde Mübadele Sorunu” Atatürk 4. Uluslararası Kongresi, 25-29 Ekim 1999, C.I, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara, 2000, s. 667-690; Hatipoğlu, a.g.e., s. 45-77.
  13. Hatipoğlu, a.g.e. s. 50.
  14. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA)030.18.1.08.39.9.
  15. BCA.030.18.1.1.08.39.09.
  16. BCA.030.18.1.1/23.18.16.
  17. Geniş bilgi için bkz. Halit Eren, “Cumhuriyet Döneminde Göç ve İltica” Tarih Boyunca Türklerde İnsani Değerler ve İnsan Hakları (Yüzyılımız ve Türkiye Cumhuriyeti), Üçüncü Kitap, İstanbul, 1993, s. 379-380; Ağanoğlu, a.g.e. s.308-309.
  18. Metin için bkz. Soysal, a.g.e. s. 260-263
  19. Hikmet Öksüz, “İkili İlişkiler Çerçevesinde Balkan Ülkelerinden Türkiye’ye Göçler ve Göç Sonrası İskan Meselesi” (1923-1938) Atatürk Dergisi, Atatürk Üni. Yay. C.III, Sayı:1 (Mayıs 2000), s. 178-179.
  20. Bilal N. Şimşir, Bulgaristan Türkleri, Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara, 2009, s. 229.
  21. Bu kanun ile Türkiye göçmenlerden Türk soyundan olmak veya Türk kültürüne bağlı olmak şartlarını da aramaktadır. Metin için bkz. Resmi Gazete, Sayı:2733, 21 Haziran 1934.
  22. Şimşir, y.a.g.e. s. 230
  23. Bayram Akça, “1945-1990 Türk Bulgar İlişkileri ve Bu Dönemde Muğla Vilayetine İskan Edilen Bulgaristan Muhacirleri” AAMD, C.XXIV, Sayı:70 (Mart 2008), s. 77; Şimşir, y.a.g.e., s.232-238.
  24. Cengiz Hakov, “Bulgaristan Türklerinin Göçmenlik Serüveni” Türkler, C.20, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002, s. 372-373; Şimşir, y.a.g.e, s. 239-241.
  25. Geray, a.g.e., Tablo:4. Bu dönemde 212.150 kişiye Bulgaristan’dan Türkiye’ye giriş vizesi verilmiştir. Şimşir, y.a.g.e. s. 242,246.
  26. Bazı kaynaklarda bu dönemde 120.000 kişinin geldiği belirtilmektedir. Ömer E. Lütem, Türk-Bulgar İlişkileri, C.I, Asam Yayınları, Ankara, 2000, s. 81; Ercüment Konukman, Tarihi Belgeler Işığında Büyük Göç ve Anavatan, Ankara, 1990, s. 45; Ancak Şimşir, y.a.g.e. s. 455’de bu göç edenlerin sayısını 130.000 olarak vermektedir.
  27. Geniş bilgi için bkz. Lütem, a.g.e., s. 173-184; 439-470.
  28. Todor Jivkov Bulgar Komünist Partisi Politbüro toplantısında “mümkün olduğu kadarıyla Bulgaristan Türklerini Türkiye’ye göç ettirmezsek, Bulgaristan er geç yeni bir Kıbrıs’a dönüşecektir” demiştir. Hakov, a.g.m. s. 375.
  29. Şimşir, a.g.e. s. 444; Konukman, a.g.e., s. 71.
  30. Bu düzenlemelerden sonra çifte vatandaşlık da alan Türklerin ne kadarının Bulgaristan’a tekrar yerleştiği bilinmemektedir. Nurcan Özgür Baklavacıoğlu, “Bulgaristan Göçmenlerinin Gündeminde Mülkiyet, Vatandaşlık, Sosyal Güvenlik Sorunları ve Siyasal Temsilin Önemi” Geçmişten Günümüze Asimilasyon Zorunlu Göç Anma Etkinlikleri, 2627 Aralık 2009-İzmir, s. 112-113.
  31. 989 göçü sonrasında Bulgaristan’a geri dönen 133.272 kişi bu rakama dahil edilmemiştir.
  32. Sabahattin Zaim, “Yugoslavya’dan TürkMuhaceratı” Türk Yurdu, Yıl:49, Sayı: 278 (Kasım-1959), s. 18-19.
  33. Şerafettin Yücelden, “Yugoslavya’dan Sessiz Türk Göçü” Türk Dünyası Dergisi, Sayı: 11, Yıl: 1968, s. 12-16’dan naklen Ağanoğlu, a.g.e. s. 328.
  34. Eren, a.g.m. s. 380; Ağanoğlu, a.g.e. s. 320.
  35. Geray, a.g.e. Ek Tablo:2; Ağanoğlu, a.g.e. s. 320
  36. Zaim, a.g.e. s.20.
  37. Şerafettin Yücelden, “Yugoslavya Türkleri” Türk Dünyası El Kitabı, Türk Kültürünü Araştırma Ens. Yay., Ankara, 1976, s. 1094.
  38. Yusuf Hamza, “Makedonya’da Türk Sorunu” Birlik Gazetesi, 1 Ağustos 1996, Üsküp’den naklen Halim Çavuşoğlu, “Yugoslavya-Makedonya Topraklarından Türkiye’ye Göçler ve Nedenleri” Bilig, Sayı:41 (Bahar-2007), s.136.
  39. Halit Eren, “Balkanlarda Türk ve Diğer Müslüman Toplumları ve Göç Olgusu” Balkanlar, Ortadoğu ve Balkan İncelemeleri Vakfı Yayınları, İstanbul, 1993, s. 296.
  40. Ağanoğlu, a.g.e. s. 332-333.
  41. Geray, a.g.e. Ek Tablo:2; Müstecib Ülküsal, “Romanya Türkleri” Türk Dünyası El Kitabı, Türk Kültürünü Araştırma Ens. Yay., Ankara, 1976, s.1083
  42. Bu göçmenlerin ülkelere göre dağılımı şöyledir: Yunanistan 550.000, Bulgaristan 717.122 (1989 göçü sonrasında Bulgaristan’a geri dönen 133.272 kişi bu rakama dahil edilmemiştir.), Yugoslavya 350.000 (Yugoslavya’dan 1923-1967 arası gelen göçmen sayısı 286.318’dir. Ancak Halit Eren 1990’lara kadar gelen göçmen sayısını 500.000 olarak vermektedir. Eren, Balkanlarda Türk ve ... 5.296; Yusuf Hamza 1952-1975 arası yaklaşık 296.000, 1990’ların ortalarına kadar 350.000 kişinin göç ettiğini belirtmektedir. Bu rakamlara göre Yugoslavya göçmenlerinin sayısı 1923-1990 arasında 461.318’i bulmaktadır. Hamza a.g.m. nakleden Çavuşoğlu a.g.m. s.136. bu sebeple Yugoslavya göçmenlerinin sayısı ortalama 350.000 olarak kabul edilmiştir.), Romanya 121.341. Romanya’dan 1960 sonrası göçmen gelip gelmediği tespit edilememiştir.
  43. Geray, a.g.m. s. 11, Tablo IV.
  44. İskan Tarihçesi, s. 128-129, 137.
  45. Yunanistan’da Muhtelif Mübadele Komisyonu’nda görev yapan Türk Murahhas Heyeti’ne de mübadele ile Türkiye’ye geleceklerin hangi şehirlerden kaç kişi geleceği, vaziyetleri ve meslekleri sorulmuştur. Arı, a.g.e. s.49-51.
  46. İskan Tarihçesi, s. 18.
  47. Geray, a.g.e. s. 30-31. Tablo: XV, Ek tablo: 5
  48. Geray, y.a.g.y.
  49. Mübadele ile Niğde'den 17.941, Kayseri'den 8.540, Konya(Aksaray dahil) 10.818 kişi Yunanistan'a gitmiştir. BCA.030.10.124.885.4.
  50. BCA, 271 V 06 1, 2, 3, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 22, 26, 28, 31, 34, 36, 37, 39, 45, 50, 69 / Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 1,2, 3, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 22, 26, 28, 31,34, 36, 37, 39, 45, 50, 69. Ankara'ya ait 71 adet iskan defteri bulunmaktadır. Balkan göçmenlerinin kaydedildiği 32 adet defterin haricinde kalan 4, 6, 8, 10 ve 71 numaralı defterlerde yurt içi göçmenlerin kayıtları tutulmuştur. 20 numaralı defter Afganistan'dan gelen göçmenlerle ilgilidir. Geriye kalan defterler ise kullandığımız defterlerin mükerrer veya temize çekilmiş nüshalarıdır.
  51. Bu sonuç, Ankara’ya ait iskan defterlerindeki kayıtlardan elde edilmiştir. Geray, a.g.e. s. 30 tablo XV’de 1923-1960 yıları arasında Ankara’ya 10.560 göçmen yerleştirildiğini belirtmektedir.
  52. İskan Tarihçesi, s.18; Arı, a.g.e. s.52-53.
  53. 933 yılında düzenlenen “vilayet dahilinde mübadeleye tabi elyevm mevcut Rum mikdarı” adlı bir belgede Ankara'dan Yunanistan'a göç eden Rum bulunmamaktadır. BCA. 030.10.124.885.4.
  54. Geray, a.g.e. Ek Tablo:5; BCA. 030.10.124.885.4; çoğunluğu Selanik'ten gelen bu mübadillerin Ankara'ya ait iskan defterlerinde kayıtlarına rastlanamamıştır. Bu mübadillerden Muhtelif Mübadele Komisyonu'na tasfiye talepnamesi verenlerin sayısı 377'dir. Bunların 307'si Ankara merkeze, 48'i Keskin'e, diğerleri de Yenikent, Beypazarı, Ayaş ve Kalecik'e yerleştirilmişlerdir. Muhtelif Mübadele Komisyonu Tasfiye Talepnameleri BCA.130.16.13.2.
  55. BCA. 030.18.1.2.61.8.9.
  56. Öksüz, a.g.m. s.179.
  57. BCA, 271 V 06 45, 53, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 64, 70 / Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 45, 53, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61,64, 70.
  58. Konukman, a.g.e. s. 85’de Bulgaristan’dan 1989 zorunlu göçü ile Türkiye’ye gelen 6.695 kişinin Ankara’ya yerleştirildiğini belirtmektedir.
  59. Göçmenlerin yerleştirildikleri birimlerin iskan tarihindeki idari bağlılık ve statüleri esas alınmıştır.
  60. BCA, 271 V 06 16, 19, 32, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 16, 19, 32.
  61. BCA, 271 V 06 28, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 28.
  62. BCA, 271 V 06 15, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 15.
  63. BCA, 271 V 06 22, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 22.
  64. BCA, 2Ί1 V 06 31, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 31.
  65. BCA, 271 V 06 16, 271 V 06 34, 271 V 06 50, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 16, 34, 50.
  66. BCA, 271 V 06 17, 271 V 06 37, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 17, 37.
  67. BCA, 271 V 06 16, 271 V 06 19, 271 V 06 32, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 16, 19, 32.
  68. BCA, 271 V 06 16, 271 V 06 19, 271 V 06 32, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 16, 19, 32.
  69. BCA, 271 V 06 69, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 69.
  70. BCA, 271 V 06 36, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 36.
  71. BCA, 271 V 06 39, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 39,
  72. Büyüklüğü nedeniyle iki aileye iki ev ayrılmıştır, Bir aileye ise ev veridiğine dair kayıt yoktur.
  73. BCA, 271 V 06 1,271 V 06 2, 271 V 06 3, 271 V 06 33, 271 V 06 45, 271 V 06 46, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 1,2, 3, 33,45, 46.
  74. BCA,271 V 06 26, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara İl Müdürlüğü, İskan Defterleri, Defter no: 26. İskan defterlerinde kayıtlarına rastlanmayan mübadil Türklerden 1924-1928 tarihleri arasında Ayaş'a 3, Kalecik'e 3, Keskin'e de 48 kişi yerleştirilmiştir. Muhtelif Mübadele Komisyonu Tasfiye Talepnameleri, BCA.130.16.13.2.

Figure and Tables